top of page

Kocanın Hanımına Karşı Görevleri

  • Abdüssamed
  • 21 May 2015
  • 3 dakikada okunur

Karı-koca-eş-evlillik-ev-işi.jpg


Selamun Aleyküm,

Önceki sohbetimde sizlere kocanın hanımı üzerindeki haklarından bahsetmiştim. Bugün kocanın hanımına karşı sorumluluk ve görevlerinden bahsedeceğim. Bunları yine maddeler halinde açıklayarak başlayalım.

1) Erkek, ev reisi olması sebebiyle karısının yiyeceğini, içeceğini, giyeceğini ve evin bütün ihtiyaçlarını temin etmesi üzerine vaciptir. Kur'an'ı Kerimde şöyle buyurulmuştur : "Onların Çocukların anaları olan zevcelerin) mâruf şekilde yiyeceği içeceği, çocuk kendisinin olan (Babaya - Kocaya) âittir." (Bakara suresi, 223)

Diğer ayeti kerimede : (Hâli, vakti) geniş olan, nafakayı genişliğine göre versin, rızkı kendisine daraltılmış bulunan (fakir) de nafakası Allah (c.c.) 'ın ona verdiğinden (o miktara göre) versin. Allah (C.C.) hiç bir nefse, ona verdiğinden başkasını yüklemez. Allah (c.c.) güçlüğün arkasından (Dünyada da âhirette de) kolaylık ihsan eder." (Talak suresi, 7)

Rasullüllâh (S.A.V.) Efendimizde mealen şöyle buyuruyor: "Sizin üzerinizde onların (Karılarınızın) mâruf şekilde (örfü âdet gereğince ve doğru şekilde) yiyecek ve giyecek hakları vardır." (Müslim)

Karısının hakkında soran bir kimseye Rasûlü Ekrem (S.A.V.) efendimiz şu mealdeki Hadis'i şerif ile cevap veriyor : "Kendin Yediğin zaman ona yedirmen ve giydiğin zaman onu da giydirmendir." (Ahmed Bin Hanbel, ebu Davud Nesai)

Nafakası ile mükellef olduğu, çocukları, ana ve babası gibi kimseleri ihmal edenin kötülüğüne Rasûlüllah (S.A.V.) efendimiz şöyle açıklıyor : "Nafakasını verdiği kimseyi ihmal etmesi, kişiye günah cihetinden kâfidir " (Nesai)

2) Erkek, Hak teala tarafından kendisine lütfedilen karısı bir emaneti ilahi olması sebebiyle her türlü tecavüzden ve tehlikeden hem cismini hem malını ve hem nâmusunu koruması farzdır. Bu husus pek çok şer'i hükümlerle beyan edilmiştir.

Kur'an'ı Kerimin bir âyetinde şöyle buyruluyor : "Ey îman edenler! Gerek kendinizi, gerek âilenizi öyle bir ateşten koruyunuz ki, onun (Ateşin) yakacağı insanla . (kâfirlerle) taştır." (Talak Suresi, 6)


Karısını başkasının tecavüzünden koruyan ve karısı hakkında son derece hassas ve kıskanç olan gerçek müminden bir misal nakletmek çok yerinde olacak, "Ebu Hüreyre (r.a.) den mervi Sahâbe-i kiramın büyüklerinden Sâd Bin Ubbâde (r.a.), yâ Rasûlullah (s.a.v.): "Eğer ben ailemle beraber (yalnız başına) bir erkeği bulsam, o erkeğe dokunmayıp dört şâhit gelip şahâdet edinceye kadar dokunmayacak mıyım? - Rasûlüllah (s.a.v.) evet dedi. - Sâd (r.a.) hayır dedi ve seni hem Peygamber olarak gönderen Allah'u teâlâya yemin ederim ki, eğer ben bu vaziyette, olsam, dört şahidin şahâdetinden evvel hemen onun işini kılıçla bitiririm!. - Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) efendimizin dediği söze kulak verin, şüphesiz o (Sâd bin ubbâde r.a.) çok kıskançtır. Ben ise ondan daha kıskancım. Allah'u teala benden daha kıskançtır. Bu son cümleler Buhari şerifte şöyledir : - Siz Sâdın gayretinden (kıskançlığından) taaccüp mü ediyorsunuz? - Vallahi ben ondan daha kıskancımdır. Allah'u teala benden daha kıskançtır. Hiç bir fert Allah'tan (c.c.) daha fazla kıskanç değildir. Bu sebepten dolayı Allah'u teala kötülüklerin açığını da kapalısını da haram kılmıştır." Bu kıssada beyan edilen hüküm gerçek müslüman erkeğin âilesini nasıl korunduğunu beyan etmektedir. Erkek olan kimselerin, karılarını böyle korudukları gibi kadınlarında kocalarını yabancı kadınla beraber olmasından koruması lâzımdır. Karısını kıskanmayan erkeğe "deyyus" dendiği gibi, erkeğini haram yola sapmaktan kıskanmayan kadına da "deyyuse" denir. Rasûlüllah (s.a.v.) efendimiz bir hadis'i şeriflerinde mealen şöyle buyuruyorlar : "Allah'u teale deyyus olan erkeğe ve deyyuse olan kadına lânet etsin." (Bustanularifin, gayret bab)

Deyyus : Karısının, yabancı erkekle kötülükte bulunmasına (öpüşmesine, dans etmesine ve cimada bulunmasına) razı olan erkektir. Deyyuse : Kocasının, yapancı kadınla yukarıdaki kötülükleri yapmasına razı olan kadındır. Hayvanlar içerisinde dişisini kıskanmayan tek mahluk domuzdur. Karısını, kızını, gelinini ve yakınlarından kadınları kıskanmayan kimsede sureti insan ise de, sîret ve yaşayış itibariyle her şeyi necis olan bu hayvana benzemiş. Cenabı hak millet ve devletimizi böyle edepsizlerin şerrinden korusun.

Hakka inanan her müslüman erkek, karısına iyi muamele yapar. Zulmetmez. Emanet olması nedeniyle hıyanetlik yapan kimselerin imânı tehlikededir.

Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz bir hadis'î Şeriflerinde meâlen şöyle buyuruyor : "Emânete riâyet etmeyen kimsenin, (Kâmil bir) imanı yoktur." (Ahmed Bin Hanbel)

3) Erkek, Karısının yatak ihtiyacını ve cinsî arzusunu temin ve tatmin etmesi lâzımdır. Fakat kadını ve kendisini yıpratacak şekilde fazla cima etmekten de kaçınması lazımdır. Rasûlüllah (s.a.v.) efendimiz hanımlarının yatak hakkına son derece riayet ederdi. Hatta nâfile ibadete kalkacağı zaman hanımlarından izin alır, ibadetine devam ederdi.


Kardeşlerim, son zamanlarda da kadına şiddet,eziyet,taciz ve tecavüz gibi olayların artması bilgisizlikten,imanın zayıflığından kaynaklanmaktadır. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da ayet ve hadisleri benimseyiniz. Kadınlarınıza karşı sevgi dolu,merhametli,güler yüzlü olunuz. Onların gönlünü hoş ediniz.

Uzun,mutlu ve huzurlu bir ömür geçirmeniz dileği ile...


 
 
 

Comments


Makale Etiketleri
bottom of page