Peygamberimiz Ve Güzel Ahlakı
- Ramazan Karadaş
- 20 Nis 2015
- 2 dakikada okunur

Sevgililer sevgilisi iki cihan serveri Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimizin doğum günü vesilesiyle dilimiz döndüğünce nacizane onu anlatmaya çalışacağım.Salatu selamlar onun üzerine olsun, ancak şu bir gerçek ki onu anlatmaya söz aciz kalır.Nitekim Hassan b. Sabit: “Ben sözlerimle Hz. Muhammed’i (s.a.v) övemedim; Hz. Muhammed’i (s.a.v) övmekle sözlerime değer ve kıymet kazandırmış oldum.” demiştir. Peygamberler Allah’ın istediği hayatı en iyi şekilde yaşayan, insanlara önderlik eden kişilerdir. Hz. Muhammed (s.a.s) de son peygamberdir.Peygamberin getirdiği Kur’an-ı Kerîm’i kabul ederiz.Allahü Teala “Hiç şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin” buyurduğu Efendimiz, İslam’ın üstün ahlak ve değerlerini bütünüyle şahsında toplanmıştır.
Efendimiz peygamber olmadan öncede ahlakî zaaf içerisinde olmamış; kötü ve çirkin davranışlarda bulunmamıştır. İçinde bulunduğu toplumun huzuru için kendine düşen görevi hakkıyla yerine getirmiş; kargaşa ve düşmanlığa sebebiyet verecek meseleleri, çatışmaya mahal bırakmadan barış yoluyla çözmeyi başarmıştır.Büyük küçük, zengin, fakir ayırmaz, herkese şefkat ve merhamet gösterirdi. Kimsenin kalbini kırmaz, daima güzel söz söylerdi. Yoksulların, boynu büküklerin gönlünü alırdı. İsraf ve gösterişten uzak, sade bir hayat yaşardı. Evinde daima güler yüzlü davranır, hanımlarını ve çocuklarını incitmez, nezaketle hareket ederdi. Kimseye kaba davranmaz ve büyüklenmezdi. Ayakkabısını tamir eder, elbisesini dikerdi.
Peygamber Efendimiz çocukları, çocuklar da onu severdi. Onları kucağına alır, rastladığında selam verir, bazen de oyunlarına katılırdı. Allah’ın hükümlerini uygularken adil davranır,kimseyi kayırmaz, her şeyi hak ölçülerine göre değerlendirirdi.O Muhammed-ül Emin di.insanlar ondan birsey duyduklarında o şöyle söylüyor ne dersiniz denildiğinde imkansız birsey bile olsa ,eğer bunu o söylemişse vallahi doğrudur derlerdi.İnsanları İslam’a davet ederken nazik davranır, konuşması kısa, öz, samimi ve muhatabının seviyesine uygun olurdu. “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz” derdi. O verdiği sözde durur, yaptığı anlaşmalara bağlı kalır, emanete riayet ederdi.
Allah Resulü cömert,Kendisinden bir şey istendiğinde varsa verir yoksa olduğunda vermek üzere vaad eder,Akraba ve komşu haklarını korurdu. Hastaları ziyaret eder, misafirlerine ikramda bulunurdu. Temizliğe ve sadeliğe önem verir, yemekten önce ve sonra ellerini yıkardı. Misvak kullanır, beden temizliğine dikkat ederdi. Aza kanaat getirir, hayata iyimser bakmayı tavsiye ederdi. Gönlü zengindi. Affetmeyi severdi. Kimseyi incitmezdi. Bir defasında huzuruna gelen birisinin titrediğini görünce “Rahat ol, ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum” diyecek kadar tevazu sahibiydi. İbadetine düşkündü, farzlardan başka nafile ibadetler de yapardı. Rabbini düşünür, tefekkür eder, gözyaşı dökerdi.
İnsanlar, hatta müminler arasında kin ve nefretin arttığı, güven duygusunun azaldığı,günümüzde, sevgili Peygamberimizi anlamaya, anlatmaya ve onun sevgisi etrafında birleşmeye ne kadar ihtiyacımız var. Önceden olduğu gibi günümüzde de Efendimiz, dünya ve âhiret saadetimiz için yegâne örnektir. Allah bizleri O’nun yolundan ayırmasın.Rabbim bizi layıkıyla kul ve Rasulune layıkıyla ümmet eylesin.
Commentaires