
Cennete Yolculuk Dini Bilgiler Sohbet Ve Makale Platformu
YEMİN
Yemin sözlükte, kuvvet ve sağ el demektir. Dinî terim olarak: sözü, Allah'ın adını anarak kuvvetlendirmektir.
Yeminin Çeşitleri
Yemin üç çeşittir:
1—Yemin-i Gamûs: Geçmiş veya şimdiki zamana ait bir iş üzerine bilerek yalan yere yemin etmektir. Bu yemin, sahibini günaha daldırdığı için bu adı almıştır. Böyle bir yemin büyük günahtır.
Bu çeşit yemin için keffaret yoktur. Çünkü bunun günahı keffaretle affolunmaz. Tevbe ve istiğfar edilmesi gerekir. Şayet bu yemin ile bir başkasının hakkı elinden alınmış ise, bu hak sahibine geri verildikten ve ondan helâllik alındıktan sonra Allah'tan af dilemek gerekir.
2—Yemin-i Mun'akide: Geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. "Vallahi şu işi yapmayacağım" veya "Vallahi şu işi yapacağım" gibi. Bu çeşit yemin, yerine getirilmesze keffaret gerekir. Yapılması veya yapılmaması yemin edilen işin; farz, vacip, günah veya mubah olması arasında, keffaret ödenmesi açısından bir fark yoktur.
Ancak. "Vallahi bugün öğle namazını kılacağım" gibi farz olan bir işi yapmaya veya, "vallahi bundan böyle içki içmeyeceğim" gibi haram olan bir şeyi yapmamaya yemin eden kimsenin bu yeminini bozmaması gerekir. Nitekim Peygamberimiz:
"Kim Allah'a itaat etmeyi nezrederse (adayacak olursa, sözünde dursun ve) Allah'a itaat etsin." "Kim de, Allah'a karşı gelmeyi adarsa ona karşı gelmesin." (Buhari,Eyman,38) buyurmuştur.
Şayet "Vallahi Ramazan aynıda oruç tutmayacağım", veya "vallahi içki içeceğim" gibi dinen yapılması gerekli bir görevi terketmeye veya günah olan bir işi yapmaya yemin ederse, hemen yeminini bozup keffaret vermesi gerekir. Çünkü böyle yemin yapmak günahtır. Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Her kim bir şeye yemin eder de başkasını ondan daha hayırlı görürse, hemen o hayırlı işi yapsın; yeminini bozduğu için de keffaret versin." (Müslim,Eyman,3)
Eğer; "vallahi nafile namaz kılmayacağım, Vallahi hasta ziyaretine gitmeyeceğim" gibi mendup olan bir işi yapmamaya veya "namaz kılarken sağa sola bakacağım" gibi mekruh olan işi yapmaya yemin ederse: uygun olan mendub olan işi yapması ve mekruh olan işi yapmamak suretiyle yeminini bozup keffaret vermesidir.
Şayet. "Vallahi şu eve girmeyeceğim. Vallahi şu yemeği yemiyeceğim" gibi mubah olan bir işi yapmamaya yemin ederse, uygun olan, bu yemini bozma-masıdır.
Yeminde keffaretin gerekmesi için bilerek, hata ederek, unutarak veya baskı altında yeminin
bozulması arasında bir fark yoktur (Şafii ve hanbelilere göre ise zorlu bozdurulan yemin ile unutarak bozulan yeminden dolayı keffaret gerekmez.)
a)Yemin edene Ait Şartlar:Yemin eden kimse,yaptığı yeminin sahih olması için,iki şartın bulunması gereklidir:
Birincisi,yemin edenin,akıllı,ergenlik çağına gelmiş ve bu sözü ile yemin kasdetmiş olması lazımdır.Buna göre çocuğun,delinin ve uyuyanın yaptığı yemin sahih değildir.
İkincisi, yemin edenin müslüman olmasıdır. Kâfirin yemini sahih değildir. Çünkü yemin keffareti. ibadettir. Kafir ise ibadet ile yükümlü değildir.
b)Yemin Edilen Şeyle İlgili Şartlar: Yemin edilen şeyle ilgili bir şart vardır, o da. yemin edilen şeyin yemin esnasında ve yeminin devamı halinde mevcut olmasıdır. Yemin esnasında var olmayan şeye yapılan yemin geçerli değildir. Testide su olmadığı halde, "vallahi bu testide olan suyu içmeyeceğim" diye yemin etmek gibi.
c)Yemin Sözü ile ilgili Şartlar
Yeminde geçerli olan sözler şunlardır: 1-Allah'ın isimlerinden bir isim ile yemin etmek.
Mubah olan yemin "Allah" sözü ile olan yemindir. İslâm âlimleri Allah'ın isimleriyle yemin etmenin mubah olduğunda ittifak etmişlerdir. Bu ismin, "Allah" ve "Rahman" sözleri gibi özel bir isim olması ile "Alîm, Hakîm, Kerîm, Halım v.s." gibi müşterek isim olması arasında fark yoktur. Her ne kadar bu ortak isimler yaratıklara verilirse de yemin esnasında bundan yaratan anlaşılır. Çünkü Allah'tan başkasına yemin caiz değildir.
Yemin Harfleri
Yemin harfleri "B", "V" ve "T" dir. Vallahi. Billahi. Tallahi gibi.
2-Allah'ın Sıfatlarından bir sıfatla yemin etmek.
Allah'ın sıfatları üç kısımdır:
a)Örfde bu sıfat ancak Allah için kullanılır. (Allah'ın izzeti, azameti, celâli ve kibriyası hakkı için gibi) Bu sıfatlarla yapılan yemin muteberdir.
b)Allah ile Allah'tan başakaları hakkında da kullanılan sıfatlan. (Allah'ın kudreti, kuvveti, iradesi, rızası, hakkı için gibi.) Bu sıfatlarla da yapılan yemin muteberdir.
c)Allah ile Allah'tan başkaları arasında ortak olan ve fakat daha çok Allah'tan başkaları hakkında kullanılan sıfatlardır. Bunlar ile yemin olmaz. Allah'ın ilmi hakkı için. Allah'ın rahmeti hakkı için gibi.
Allah ile sıfatlarından başka şeylere yemin edilemez. Peygamber hakkı için. kâbe hakkı için, Kur'an hakkı için gibi. (Malikî. Şafiî ve Hanbelîlere göre. Kur'an ve Mushaf üzerine yapılan yemin, yemin sayılır. )
Yalnız "Allah hakkı için" demek yemindir. Çünkü "Hakk" Allah'ın isimlerinden bir isimdir veya bununla Allah'ın bir sıfatı kasdedilmektedir. (Ebû Hanife. İmam Muhammed ve Ebû Yusuf tan bir rivayete göre "Allah hakkı için" yapılan yemin, yemin olmaz. )
"Yemin ederim", yahut "Allah'a yemin ederim", "And içerim", yahut "Allah'a and içerim", "Şahitlik ederim", yahut "Allah'a şahitlik ederim". demek de yemindir.
Bir insan İslâm'dan çıkmakla yemin ederse, meselâ, şöyle yaparsam Yahudi, Hristiyan olayım, yahut İslâm'dan. Allah'ın Resulünden veya Kuran'dan uzak olayım veya kâfir olayım, derse bunlar da yemindir. (Malikî. Şafiî ve Hanbelîlerde bu sözler yemin olmaz. Çünkü bu sözlerde Allah'ın isim ve sıfatı zikredilmemektedir, bu sözlerle yemin etmek günahtır. )
Eğer "şöyle yaparsam hu bana haram olsun" veya "bunu yaparsam helâl olan şey bana haranı olsun" der ve sonra da yaparsa, serbesttir: dilerse kendisine haram kıldığı şeyi terkeder. dilerse keffaret verir.(Şafiî ve Malikîlere göre bu. yemin değildir ve bundan bir şey lâzım gelmez.)
Yemin Keffareti
Yemin-i mun'akide bozulduğu zaman keffaret vermek gerekir.
Yemin ve keffareti ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
هترافكف ناميإلا متدقع امب مكذخاؤي نكلو مكناميا يف وغللاب هللا مكذخاؤي إل
ةبقر ريرحت وا مهتوسك وا مكيلها نومعطت ام طسوا نم نيكاسم ةرشع ماعطا مكناميا اوظفحاو متفلح اذا مكناميا ةرافك كلذ مايا ةثالث مايصف دجي مل نمف نوركشت مكلعل هتايا مكل هللا نيبي كلذك
"Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorguya çeker. Bunun da keffareti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azad etmektir. Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerin keffareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki şükredersiniz.'' (Maide:
89)
Ayet-i Kerime gereğince yemin keffareti köle azad etmek, on fakiri akşamlı-sabahlı orta derecede yedirmek veya tepeden tırnağa elbise giydirmektir. Bunları yapamayan kimse peşpeşe üç gün oruç tutar.
Keffaret. yemin bozulduktan sonra verilir. Keffareti. yemin bozulmadan önce vermek yeterli değildir.
Keffaret için belirli bir vakit yoktur. Yemin bozulduktan itibaren ilk fırsatta ödenmelidir. Keffaret için hali vakti iyi olan kimse yukarda yazılı üç şıktan hangisini isterse onu yapar.
Bunlardan her üçünü de yapmaya gücü yetmediği takdirde, ara vermeden üç gün oruç tutar. On fakiri doyurmak yerine onlara birer fıtra vermek de mümkündür.
Bir fakiri on gün akşam ve sabah doyurmak veya bir fakire on gün olmak üzere her gün birer fıtra da verilebilir.
Elbiseye selince: bunun en azının bütün vücudu örtmesi gerekir.
3. Yemîn-i Lağv:
Geçmiş veya şimdiki zamana ait bir iş üzerine öyle olduğunu sanarak yapılan yemindir. Ahmed ile konuştuğu halde konuşmadığını zannederek "Vallahi Ahmed ile konuşmadım " diye yapılan yemin gibi.
İslâm âlimleri böyle bir yemin için keffaret gerekmediğinde görüş birliği içindedir. Bu yemini yapanın her hangi bir kastı olmadığı için Allah'ın kendisini bağışlayacağı umulur.