
Cennete Yolculuk Dini Bilgiler Sohbet Ve Makale Platformu
NAMAZIN CEMAATLE KILINMASI
Cemaatle Namaz Kılmanın Fazileti
Dinimiz, cemaatle namaz kılmaya büyük önem vermiştir. Cemaatle namaz kılan müslümanlar birbirleri ile yakından tanışır, bilmeyenler, bilgili olanlardan yararlanır, iyi alışkanlıklar kazanır, zamanla kötü alışkanlıklardan vazgeçerler.
Cemaate devam etmekle müslümanlar arasında karşılıklı sevgi meydana gelir, kardeşlik ve dayanışma duyguları kuvvetlenir, cemaatle namaz kılan müzminler tek başına namaz kılanlardan daha çok sevap kazanır.
Bu konuda Sevgili Peygamberimiz şu müjdeleri veriyor:
"Cemaatle kılınan namazın sevabı, tek başına kılınan namazdan yirmiyedi kat daha fazladır. " (Buhârî. Ezan. 30: Müslim. Mesacid, 42: Tirmizî, Salât. 161 : îbn Mâce. Mescid. 16)
"Yatsı namazını cemaatle kılan bir kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi olur. Sabah namazını cemaatle kılan bir kimse bütün gece namaz kılmış gibi olur. " (Müslim. Mesacid. 46: Tïrmizî. Salât. 165: Ebû Davûd. Salât.
"Bir kimse evinde güzelce temizlenir de Allah'ın farzlarından birini ödemek için mescidlerden birine giderse, attığı adımlardan biri günahlarını siler, diğeri de onun derecesini yükseltir." (Müslim. Mesacid, 51)
Farz namazlar tek başına da kılınır. Ancak cemaatle kılınması sünnet-i müekkede'dir. Camiye devam etmenin manevi kazancı çok. toplumun birliğini sağlamada rolü büyüktür.
Sünnet ve nafile olan namazlar cemaatle kılınmaz. Ancak teravih namazı sünnet olduğu halde hem tek başına, hem de cemaatle kılınabilir. Vacib olan vitir namazı sadece ramazan avında cemaatle kılınır. Cuma ve bayram namazları cemaatle kılınır, tek başına kılınmazlar.
Cami ve Cemaat Adabı
Camiler, müslümanların Allah'a ibadet ettikleri yerlerdir. Yeryüzünün en şerefli yerleri olan camilere "Allah'ın evi' denilmektedir. Camiye ibadet için giden mü'min. Allah'ın ziyaretçisi ve misafiri durumundadır. Ev sahibi, evine gelen misafirlerine ikramda bulunduğu gibi camiye giden mü'minlere de yüce Allah büyük mükafaatlar verecektir.
Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse Allah'ın ziyaretçisidir. Ziyaret edene Allah ikramda bulunacaktır." (Et-Ter-ğib ve't-Terhib C.l, s.214)
Camilere saygı göstermek, her müslümanın vazifesidir. Bu vazifeler kısaca şunlardır: 1)Camiye abdestli olarak, temiz elbise ve düzgün kıyafetle girilmelidir.
2)Camiye, önce sağ ayağını atarak girmeli ve girerken Peygamberimize salavât-ı şerife okunmalıdır.
3)Camiden çıkarken önce sol ayağını dışarı atmalıdır.
4)Ayakları ve çoraplan kirli olarak camideki halı ve kilimlere basmamalıdır.
5)Bir özürü yoksa camide ayaklarını uzatarak oturmamalı, bağırıp çağırmak, gürültü etmek ve dünyaya ait şeyleri konuşmak gibi saygısız davranışlardan sakınmalıdır.
6)Soğan, sarımsak yiyerek ağzının kokusu ile camiye gidip cemaati rahatsız etmek, geğirmek ve yanındakileri iğrendirecek davranışlarda bulunmaktan kaçınmalıdır.
Camide Kur"an okunuyor veya va'z yapılıyorsa, dikkat ve saygı ile dinlemeli, camiye geç gelenler, boş buldukları yerde oturmalı, ön saflara geçmek için cemaati rahatsız etmemelidir.
İmamda Aranan Nitelikler
İmam, cemaate namaz kıldıran kişi demektir. Bir kimsenin cemaate namaz kıldırabilmesi için kendisinde yedi şartın bulunması lazımdır.
Bunlar: 1.Müslüman olmak.
2.Ergenlik çağına gelmiş olmak.
Ergenlik çağına gelmemiş bir çocuğun peşinde namaz kılmak caiz değildir. 3.Akıllı olmak.
Aklı başında olmayan kişinin namazı sahih olmadığı için böyle bir kimsenin imamlık yapması da caiz değildir. Deli ve sarhoş gibi.
4.Erkek olmak.
Erkeklerin kadına uyarak namaz kılmaları sahih değildir. Yani kadın, erkeklere imamlık yapamaz. Kadınların kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları da mekruhtur. Şayet cemaat halinde kılacak olurlarsa imamlık yapan kadın önde değil, aralarında durur.
5.Namaz sahih olacak kadar Kur'an ezberlemiş olmak. 6.Kendisinde bir özür olmamak.
Özürlü olan kişinin zarurete binaen kendi namazı sahihtir, başkasına imam olamaz. Ancak kendisi gibi aynı özrü taşıyana namaz kıldırabilir. Peltek olan kimse, peltek olmayana imamlık yapamaz.
7.Namazın şartlarından birinin ortadan kalkmaması.
Meselâ; necasetten temizlik namazın şartlarındandır. Üzerinde namaza engel olacak miktarda pislik olup ta onu temizleyecek birşey bulamayan kimse, temiz olan bir kişiye imam olamaz.
Bir yerde görevli imam bulunmadığı takdirde toplanan cemaate, içlerinden biri imamlık yapar. Böyle bir durumda imamlık yapabilecek veya imamlık yapmak isteyen kişiler birden çok olursa, imam olacak kimsede saydığımız şartlardan başka birtakım nitelikler de aranır.
Namaza ait hükümleri en iyi bilen imam olmaya daha layıktır. Bunda eşitlik olursa Kur'an okumayı daha iyi bilen, bunda da eşitlik olursa haramlardan ve şüpheli şeylerden daha çok sakınan, aynı seviyede kimselerin bulunması halinde sırasıyla; daha yaşlı, ahlâkı daha iyi, yüzü daha güzel, daha şerefli bir soya sahip, sesi daha güzel ve üstü başı daha temiz olan tercih edilir. Bunların hepsinde eşitlik olursa aralarında kur"a çekilir.
Bir yerde görevli imam bulunursa namazı o kıldırır. Arkasındaki cemaatte kendisinden daha bilgili ve güzel Kur'an okuyan olsa bile namaz kıldırmak görevli imamın hakkıdır. Ancak imam isterse cemaatten ehil birisini namaz kıldırmak üzere öne geçirebilir.
Cahil ve fasık'ın imamlık yapması mekruhtur. Kör olan bir kimsenin imam olması mekruh
değildir. Fakat gören kimse bulunduğu takdirde görmeyenin kıldırması tenzihen mekruh olur. Babası belli olmayan gayri meşru çocuğun da (böyleleri genellikle eğitimsiz olacakları için) imamlık yapması mekruhtur. Ancak bilgili ve takva sahibi ise mekruh değildir.
İmamda bulunan bir kötülükten dolayı onu cemaat istemezse imamın o cemaate namaz kıldırması mekruhtur. Eğer kendisinde bir kötülük bulunmaz veya kendinden daha layık birisi yoksa imamlık yapması mekruh olmaz.
İmamın, cemaatı bıktıracak şekilde namazı uzatması mekruhtur. Çünkü bu, cemaatın dağılmasına sebep olur. Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Kim insanlara imamlık yaparsa hafif kıldırsın. Çünkü içlerinde zayıf olanı var, hasta olanı ve yaşlısı var.
Kim kendi kendine kılarsa istediği kadar uzatsın. "(Buharî. Ezan. 21; Müslim. Salât.37)
Namazda imama uymanın sahih olması için birtakım şartlar vardır. Bunlar: 1.Namaza başlarken hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmek.
İmamın, kendisine uyan kadınların namazlarının sahih olabilmesi için imam olduğuna niyet etmesi gerekir.
2.İmamın cemaatın ilerisinde bulunması.
Yani imamın ökçesi kendisine uyan kişinin ökçesinden ileride olması. (Maliki mezhebine göre. imamın önünde bulunanların namazı sahihtir. Ancak bir zorunluluk olmadan cemaatin imamın önüne geçmesi mekruhtur.)
Bu. imama uyanın bir kişi olması halindedir. İmama uyanlar birden fazla ise. imamın arkasında dururlar.
3.İmam, kıldığı namazın durumu itibariyle cemaatten aşağı olmamak.
İmamın nafile, cemaatın farz kılması halinde, farz kılan cemaat, nafile kılan imama uyamaz. 4.İmamın kıldığı farz. cemaatın kıldığı farzdan başka olmamak.
Meselâ, biri öğlenin, diğeri ikindinin farzını veya biri bu günün öğlesini, diğeri başka bir günün öğlesini kılsa farz olarak sahih olmaz.
5.İmam ile ona uyan cemaat arasında kayık geçebilecek büyüklükte bir nehir ve araba geçecek genişlikte yol olmamak.
Burada namaza engel olan, iki saf sığacak kadar bir açıklık bulunmasıdır. Eğer yol saflarla dolup, arada araba geçecek yol kalmamış ise namaz caizdir. Cami içinde birkaç saf açıklık olsa bile imama uyarak namaz kılınabilir. Caminin çevresi de cami hükmündedir.
6.İmam ile cemaat arasının kadın safı ile ayrılmaması.
7.Cemaatin, imamın namazdaki hareketlerini anlamasına engel olacak, arada yüksek bir duvar bulunmaması.
İmamın sesini işiterek veya kendisini görerek namazdaki hareketlerini anlarsa, imama uymak sahih olur. İmamı görmeyen ve sesini de duymayan kimse cemaatten bazılarını görür veya cemaatten tekbir getiren kişinin tekbirini duyarsa yine imama uyması caizdir.
Şöyle ki: Bir kimse namazdaki intikal tekbirlerini ya imamdan veya tekbirleri uzakta olanlara duyuran bir muktediden işitirse, camiye bitişik olan evinin damında veya camiye bitişik olup arada duvar bulunan evinin içinde camideki imama uyabilir. Kendisi evin damında, imam evin içinde olduğu takdirde veya evi camiye bitişik olmadığı halde cami ile evin arasında imama uymaya mani bir araba yolu olmadığı takdirde tekbirleri duyup imamın namazdaki hareketlerini bilirse yine imama uyması caizdir.
8. Başka mezhebe mensup bir imamdan kan akmak veya ağız dolusu kusmuk gibi kendi mezhebine göre abdesti bozan birşey meydana geldiğini gördüğü halde, imamın yeniden abdest
aldığını bilmemek.
Bir kimse, başka mezhepten olan imamın arkasında namaz kılabilir. Ancak kendi mezhebine göre namazı bozan bir şeyin imamda bulunmaması gerekir. Eğer kendi mezhebine göre namazı bozacak bir şeyi imamda görürse ona uyup namaz kılması sahih olmaz.
Sabah namazında, Şafii mezhebinden olan imama uyan Hanefi mezhebine mensup bir kimse,-Şafiiler sabah namazının ikinci rek'atinin rükûundan sonra kunut duası okurken-susar ve ellerini yanlarına salıverir ve bekler.
Abdestlinin, teyemmüm edene, abdestte ayaklarını yıkayanın, ayaklanndaki mestler üzerine meshedene, ayakta kılanın, namazını oturarak kılana, boyu doğru olanın rükû derecesinde kambur olana uyması sahihtir.
Rükû ve secdeleri yaparak kılan kimse ima ile kılana uyamaz. Özürsüz olanın özürlüye uyması caiz olmaz. Erkeklerin kadına veya çocuğa uymaları caiz değildir. Okuyuşu iyi olan kimse, ümmî olana (yani namaz sahih olacak kadar Kur'an okuyamayan) uyamaz. Ümmî olan, ümmî olanlara namaz kıldırabilir. Ümmî olan dilsiz olan kişiye uyamaz.
Farz kılan kimse nafile kılana, bir farz namazı kılan başka farzı kılana uyamaz. Ancak nafile kılan farz kılana uyabilir. Bir imama uyup namaz kılan kimse, sonradan imamın abdestsiz olduğunu öğrenirse namazı yeniden kılar.
Safların Tertibi
İmama uyan; bir kişi ise. ökçesi imamın ökçesinden biraz geride olmak üzere imamın sağında durur. Solunda veya arkasında durması mekruhtur. İmama uyan sadece bir kadın olursa, imamın arkasında durur. Bir erkek ile bir kadın ise erkek imamın sağına, kadın arkasına durur.
İmama uyan cemaat birden fazla yani iki veya daha çok ise. imamın arkasında durur. Cemaatin sayısı çoğalınca saflar şöyle düzenlenir:
-Önce erkekler. -Sonra erkek çocuklar,
-Daha sonra da kadınlar.
Ayrıca safların düzgün olması, safta bulunanların sık durması ve arada açık yer bırakılmaması gerekir. Safların sık ve düzgün olması imam tarafından cemaate hatırlatılır. Safların en faziletlisi birinci saftır. Sonra ikinci saf. ondan sonra da üçüncü saftır. Böylece devam eder.
İmamın Arkasında Namaz Kılanların Durumu
İmama uyarak namaz kılan kimseye "Muktedi" denir. Muktedi üç kısımdır: 1.Müdrik: Namazın her rek*atını imam ile beraber kılan kimseye denir.
2.Lahik: Namaza imam ile beraber başladığı halde: uyku. sıkışıklık ve abdest bozulması gibi sebeplerle cemaatı tamamen veya kısmen kaçıran kimseye "lahik" denir. Lahik. kaçırdığı şeylerde Kur'an okumaz, sehiv secdesi de yapmaz. Önce mümkünse geçirdiği rek'atları veya rükünleri yapar, sonra imama uyarak onunla selâm verir.
Geçirdiklerini yerine getirdiği takdirde imama yetişemiyeceğini anlarsa hemen imama uyar. İmam namazı bitirince kendisi kaçırdığı rek'atları veya rükünleri yapar, yerine getirir.
3.Mesbuk: İmama: ilk rek'atın rükûundan sonra uyan kimseye denir.
Mesbuk. imam selâm verdikten sonra kılacağı rek'atlarda kıraata göre; namazının evvelini, oturuşa göre de namazının sonunu yerine getirerek yetişemediği rek "atları tek başına kılar.
Namazın Cemaatle Kılınışı
Namazın Birinci Rek'atında İmama Uyanların Durumu
İmamın peşinde cemaatle namaz kılan kimse hem kılınacak namaza, hem de imama uymaya niyet eder. Örnek olarak öğle namazının farzının nasıl kılınacağını görelim:
Şöyle niyet eder: "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının farzını kılmaya, uydum imama:".
Cemaatle kılınan bütün namazlarda imama uyan kimse niyetin sonunda "Uydum imama"
cümlesini ilâve eder.
İmam tekbir alınca, cemaat da hemen onun peşinden tekbir alarak ellerini bağlar ve gizlice "Sübhâneke'yi okuyup susar. Cemaat "Sübhâneke"den başka, rek'atların hiçbirinde ayakta bir şey okumaz; sadece açıktan okunan namazlarda, imam fatihayı bitirince gizlice "âmin" der.
Rükûa varınca cemaat burada, üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-azim" der. İmam "Semiallâhü limen hamideh" diyerek ayağa kalkınca cemaat ayakta "Rabbena leke'l-hamd" der.
Secdelerde de üç kere "Sübhâne rabbiye'l-âlâ" söyler.
Oturuşlarda imamla birlikte cemaat da Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli. Allâhümme Bârik"i okur ve yine imamla beraber selâm verir.
İmamın peşinden cemaatle namaz kılan kimse, tekbir alırken, rükûa varırken, rükûdan kalkarken, secdeye giderken, secdeden kalkarken ve selâm verirken imamı takip edecek, ondan öne geçmeyecektir.
Bir rek'atın rükûunda yani imam rükûdan henüz doğrulmadan ayakta niyet edip tekbir alan ve rükûda imama yetişmiş olan kimse, o rek"ata yetişmiş sayılır.
İkinci Rek'atta İmama Uyanların Durumu
Birinci rek'atın rükûuna yetişemeyen kimse, yetiştiği yerde niyet ederek tekbir alır ve imama uyar. İmamla beraber namaza devam eder. Son oturuşta, " Ettehiyyâtü" yü okuyup imamın selâm vermesini bekler. İmam sağ tarafa selâm verince kendisi yetişemediği rek'atı tek başına kılmak üzere selâm vermeden "Allalııı Ekber" diyerek ayağa kalkar. Sübhâneke. Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir sûre okur. Ondan sonra rükû ve secdeleri yaparak oturur. Ettehiyyâtü. Allâhümme salIi. Allâhümme bârik ile Rebbenâ âtina... duasını okur. Önce sağa. sonra sola selâm vererek namazı bitirir.
Üçüncü Rek'atta İmama Uyanların Durumu
Dört rek'atlı bir namazın üçüncü rek'atında imama uyan kimse, son oturuşta " Ettehiyyâtü" yiı okuyup imamın selâm vermesini bekler. İmam sağ tarafa selâm verince kendisi selâm vermeyerek "Allâhü Ekber" deyip ayağa kalkar ve yetişemediği iki rek*atı şöyle tamamlar:
'Sübhâneke", "Eûzü Besmele" ile "Fatiha" ve bir de sûre okuyup bilindiği gibi rükû ve secdelerini yaptıktan sonra "Allâhıı Ekber" diyerek ayağa kalkar. Besmele ile Fatiha ve sûreyi okuyup yine rükû ve secdeleri yaptıktan sonra oturur. Ettehiyyâtü. Allâhümme salli. Allâhümme bârik ve Rabbena âtina... duasını okuyup sağa ve sola selâm vererek namazını tamamlamış olur. Üç rek'atlı olan akşam ve vitir namazlarının üçüncü rek"atında imama uymuş olan kimse,
imamla beraber o rek'atı kılar. "Ettehiyyâtü "yü okuyup imamın selâm vermesini bekler. İmam, sağ tarafa selâm verince kendisi selâm vermeyerek "Allâhü Ekber" deyip ayağa kalkar. Sübhâneke. Eûzü-Besmele ile Fatiha ve bir sûre okuyarak rükû ve secdeleri yapıp oturur. Burada yalnız "Ettehiyyâtü"yü okur ve "Allâhü Ekber" diyerek ayağa kalkar. Besmele ile Fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secdeleri yaptıktan sonra oturur. Ettehiyyâtü. Allâhümme salli. Allâhümme bârik. Rabbena âtina... duasını okuyup sağa ve sola selâm verir ve namazı bitirir.
Dört Rek'atlı Bir Namazın Dördüncü Rek'atında İmama Uyan Kimse
Yine imamla beraber o rek'atı kılar ve son oturuşta "Ettehiyyâtü "yü okuyup bekler. İmam sağ tarafa selâm verince kendisi selâm vermeyip "Allâhü
Ekber" diyerek ayağa kalkar. Burada Sübhâneke, Eûzü-Besmele ile Fatiha ve bir sûre okur. Sonra rükû ve secdeleri yapıp oturur ve yalnız Ettehiyyâtü'yü okuyup ayağa kalkar. Ayakta Besmele ile Fatiha ve bir sûre okur ve usulüne uygun olarak rükû ve secdeleri yapıp oturmaksızın ayağa kalkar. Yalnız Besmele ile Fatiha'yı okuduktan sonra rükû ve secdeleri yapar ve oturur. Ettehiyyâtü. Allâhümme salli. Allâhümme bârik. Rabbena âtina... duasını okuyup sağa ve sola selâm verir ve namazı tamamlamış olur.
Son rek'atın rükûundan doğrulduktan sonra imama uyan kimse, imam sağ tarafa selâm verince, "Allahü Ekber" diyerek ayağa kalkar, baştan sona bütün rek'atları kılarak namazı tamamlar.
Cemaate Gitmemeyi Mubah Kılan Özürler
Aşağıdaki şeyler, bir kimsenin cemaate gitmemesi için özür sayılır.Bunlardan birinin bulunması halinde o kimse cemaate gitmeyebilir.
Bunlar:
1.Yağmur ve çamur.
2.Şiddetli soğuk ve şiddetli sıcak, 3.Canına ve malına tecavüz korkusu. 4.Çok karanlık.
5.Borcunu ödemekte güçlük çekenin hapsedilme korkusu, 6.Körlük.
7.Felçli olmak.
8.Bir el ile ayağın veya sadece bir ayağın kesik olması. 9.Hastalık.
10.Aksaklık. (Eğer aksaklık camiye gidip gelmeye engel değilse cemaate gitmelidir.) 11.Kötürüm olmak.
12.Yürüyemiyecek derecede ihtiyarlık,
13.Fıkıh ilmini öğretmek ve öğrenmekle meşgul olmak. (Ancak bu durumda olan devamlı olarak cemaati terkedemez.)
14.Gönlünün arzu ettiği yemeğin hazır olması, 15.Yolculuğa çıkmak üzere olmak.
16.Hastaya bakmak. (Hastanın yanından ayrıldığı takdirde hastaya zarar gelecekse cemaate gitmez.)
17.Şiddetli rüzgar. (Gece şiddetli rüzgar esmesi cemaate manidir. Gündüzleyin esen rüzgar mani değildir.)
18.Tuvalete çıkmak için sıkışmak.
Bu özürlerden biri sebebiyle cemaate çıkmayan fakat özrü olmasaydı cemaate gitmek niyetinde olan kimse için cemaat sevabı hasıl olur.
Cemaatin Namazda İmama Uyup Uymayacağı Şeyler
a)İmama uyan kimse imam tekbiri aldıktan sonra tekbir alır ve sadece "Sübhâneke"yi okuyup susar. Fatiha ve sûre okumaz. İmam ile birlikte rükûa varınca üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azîm" der. İmam "Semiallâhü ibnen hamideh" diyerek rükûdan doğrulduğu zaman imama uyan ayakta "Rabbena leke'l-lıamct1 der. Secdelerde de üçer kere "Sübhâne Rabbiye'l-âlâ" der.
Üç ve dört rek'atli farzların ikinci rek'atlarındaki ilk oturuşta "Ettehiyyâtff'yü okur. İki. üç ve dört rek'atli namazların son oturuşunda "Ettehiyyâtü. Allâhümme salli, Allâhümme bârik*'i okur ve imam ile birlikte selâm verir.
b)İmam ile namaz kılan bir kimse rükûda üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-azîm" demeden imam rükûdan kalkıp doğrulursa kendisi teşbihleri tamamlamayı beklemez, hemen imam ile beraber kalkıp doğrulur. Secdelerde de üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-âkTyı bitirmeden imam kalkacak olursa teşbihleri tamamlamaya bakmaz, imama uyarak hemen kalkar.
c)Dört rek'atli namazların birinci oturuşunda "Ettehiyyâtü"yü bitirmeden imam üçüncü rek'ata kalkarsa, imamın arkasında kılan kişi isterse imamla birlikte hemen kalkar, isterse "Ettchiyyâtu'yü tamamladıktan sonra kalkar.
d)Eğer son oturuşta "Ettehiyyâtu'yü bitirmeden imam selâm verirse "Ettehiyyâtü"yü bitirdikten sonra selâm verir.
e)Cemaatten biri, "Ettehiyyâtü"yü bitirdiği halde Allâhümme salli, Allâhümme barik ve duaları bitirmeden imam selâm verirse salavât ve duaları bitirmez, hemen imama uyarak selâm verir.
f)Vitir namazında Kunut duasını bitirmeden imam rükûa varırsa. Kunuttan biraz okumuş ise imamla beraber rükûa varır, eğer kunuttan biraz okumadan imam rükûa varırsa imama rükûa yetişecek şekilde kunuttan biraz okur.
g)İmam. fazladan secde yaparsa cemaat ona uymaz.
ğ) İmam. selâm vermek üzere namazın sonunda oturduktan sonra unutarak ayağa kalkarsa cemaat ona uymaz, imamın yanıldığını hatırlatmak için "Sübhânellâh" der. Eğer, imam kalktığı fazla rek'atın secdesine varmadan önce geriye dönüp oturursa cemaatle beraber selâm verir ve sehiv secdesi yaparlar.
h)Eğer imam. namazın sonunda oturduktan sonra yanılarak kalktığı fazla rek'atın secdesini yaparsa cemaat imamı beklemez, kendi kendilerine selâm verirler.
ı) İmam. namazın sonunda oturmadan ayağa kalkarsa cemaat kalkmaz. fSübhânellâh" diyerek onu geriye dönüp oturması için uyarır. İmam yanıldığını anlayarak hemen geri dönüp oturursa birlikte selâm verirler ve sehiv secdesi yaparlar.
İmam geri dönüp oturmadan ve fazladan kılmakta olduğu rek'atın secdesini yapmadan önce cemaat kendi kendilerine selâm verirlerse, cemaatin namazı bozulur. Eğer imam secde yaptıktan sonra selâm verirlerse hem imamın hem de cemaatin namazı bozulur.
İmam, namazda beş şeyi yapmazsa cemaat da bunları yapmaz. Bunlar: Kunut, bayram tekbirleri, birinci oturuş, tilâvet secdesi ve sehiv secdesi'dir.
İmam dört şeyi yaparsa cemaat ona uymaz. Bunlar:
Fazla secde, bayram tekbirlerinde fazlalık, cenaze tekbirlerinde fazlalık, namazın sonunda fazla rek'ata kalkmak.
Dokuz şeyi imam yapmasa cemaat yapar. Bunlar:
İftitah tekbirinde elleri kaldırmak, sübhânekeyi okumak (imam fatihada olduğu sürece) rükû tekbiri, sücûd tekbiri, rükûda teşbih, secdede teşbih, rükûdan kalkarken "Semiallahü limen hamideh" demek. Ettehiyyâtü'yü okumak, selâm vermek ve teşrik tekbirleri.
İmam'ın, Yerine Cemaatten Birini Geçirmesi
Namazda abdesti bozulan imamın, yerine cemaatten birini geçirmesine "istihlaf denir. Namaz kıldırırken abdesti bozulan imam, vakit geçirmeden burnu kanıyormuş gibi elini
burnuna tutarak yerinden ayrılır ve cemaatten imamlık ıpabilecek birini ya işaret ederek veya tutup mihraba getirerek yerine geçirir. Sözle yerine geçirmez. Eğer söz söylerse hepsinin namazı bozulur.
İmamın yerine geçen kimse kalbi ile imamlığa niyet ederek namazı tamamlar. İmamın kendisi de abdest alıp namazın kalanını tamamlar.
İmamın namaz kıldırırken abdesti bozulupta kendisi yerine birini geçirmezse, cemaat, içlerinden birini geçirir veya cemaatten birisi kendiliğinden imamın yerine geçerse, önceki imam henüz camiden çıkmadan namazı kıldıracak olan kişi onun yerine geçmiş olursa caizdir.
Eğer namazı kıldıracak olan kişi yerine geçmeden, önceki imam camiden pkmış olursa, cemaatin namazı bozulur.
Namazı Kesip Farza Yetişmek
Bir namaza başladıktan sonra onu özürsüz olarak bozmak haramdır. Ancak tek başına kılan bir kimsenin cemaatin faziletini kazanmak maksadıyla namazı bozması caizdir.
Bir kimse tek başına farz olan bir namazı kılmaya başladıktan sonra yanında cemaatle namaz kılınmaya başlandığı takdirde:
a)Tek başına kılan kimse henüz birinci rek'atın secdesini yapmamışsa ayakta bir tarafa selâm vererek namazı keser ve imama uyar.
b)Eğer birinci rek'atın secdesini yapmış ve kılmakta olduğu farz namazı dört rek'atlı ise. bir rek'at daha kılarak iki rek'atı tamamlayıp selâm verdikten sonra imama uyar ve farzı onunla kılar. Kendi başına kıldığı iki rek'at nafile olur.
Tek başına kılan, eğer dört rek'atli namazın üçüncü rek'atının secdesini yaptıktan sonra yanında cemaatle namaza başlanmış ise artık namazı kesmez, dört rek'atı tek başına tamamlar, sonra imama uyar. Fakat bu durumda farz olan namaz, kendi başına kıldığı namazdır. İmamla beraber kıldığı ise nafile olur. Ancak böyle bir durum ikindi namazında olmaz. Çünkü ikindi namazından sonra nafile kılmak mekruhtur. Bu sebeple, ikindi namazını tek başına kılarken yanında cemaatle namaza başlandığını gören kimse, eğer namazın üçüncü rek'atının secdesini yapmış ise bu namazı tamamladıktan sonra imama uymaz.
Sabah ve akşam namazlarının farzlarını kılarken, henüz ikinci rek'atın secdesini yapmamış ise. namazı kesip imama uyar.
İkinci rek'atın secdesini yaptığı takdirde, kılmakta olduğu farzı tamamlar ve artık imama uymaz. Çünkü sabah namazından sonra nafile namaz kılınamıyacağı gibi, akşamın farzından sonra da üç
rek'atlı bir nafile namaz yoktur.
Eğer öğlenin dört rek'atlı ilk sünnetine başladıktan sonra cemaatle namaz kılınmaya başlanırsa, iki rek'atı kılıp selâm verir ve imama uyar. Üçüncü rek'atın secdesini yapmışsa dört rek'at sünnetini tamamlar, sonra imama uyar. Farzı cemaatle kıldıktan sonra önce öğlenin dört rek'at sünnetini kaza eder, sonra da iki rek'at sünnetini kılar.
Camiye geldiği zaman farza başlanmışsa sünneti kılmaya durmaz, hemen imama uyar. Ancak sabah namazının farzı kılınırken camiye gelen kimse sünneti kıldığı takdirde imama ikinci rek'atta "Ettehiyyâtü" okunurken yetişebileceğini anlarsa, önce sünneti kılar, sonra imama uyar. Eğer "Ettehiyyâtü" okunurken de yetişemeyeceğinden korkarsa o zaman sünneti kılmaz, imama uyarak farzı kılar, sünnet daha sonra kılınmaz.
Eğer kılınan öğlenin farzı ise. sünnete başlamadan imama uyar. Kılamadığı ilk sünneti farzdan sonra kılar. Cumanın ilk sünneti de böyledir. Farzdan önce kılmadığı yatsının ilk sünnetini farzdan sonra kılmaya bir engel yoktur. İmama bir rek'atın rükûunda yetişen kimse o rek'ata yetişmiş sayılır. Kendisi rükûa eğilmeden imam rükûdan kalkarsa o rek'ata yetişmiş olmaz. Namazın bir veya iki rek'atını cemaatle kılan, cemaate yetişmiş sayılmaz, ancak faziletine nail olur.
Namaz kılmak için camiye gelen kimse, müezzin ikamete başlamamışsa sünneti, camide veya cami dışında istediği yerde kılabilir. Müezzin ikamete başlamak üzere ve imam namaza başladığı sırada sünnete durmak mekruhtur. Bilhassa safların arasında veya hemen arkasında sünnete durmak mekruhtur.