top of page

 

 

KURBAN

 

Kurban Nedir

Kurban, ibadet niyeti ile belirli vakitte, belirli nitelikleri taşıyan hayvanı kesmektir. Buna

"Udhiyye" denir.

Kurban, malî ibadetlerden birisidir. Bu, cenab-ı Hakk'ın ihsan buyurduğu varlığa bir şükran borcudur.

 

Kurban ibâdetinin tarihi oldukça eskidir. Bugünkü şekliyle İbrahim Aleyhi' -s-Selâm'a dayanır. Hz. İbrahim, bir oğlu olursa Allah yolunda onu kurban edeceğini adamıştı. Aradan uzun bir

 

zaman geçtikten sonra oğullan olmuş. Ama o, adağını unutmuştu. Rüyada, kendisini, oğlunu kurban ediyor görünce, adağını hatırlamıştı. Konuyu oğlu İsmail Aleyhi's-Selâm'a açmış, oğlu büyük teslimiyet göstermişti. Bunun üzerine adağını yerine getirmek için onu kesmeye teşebbüs etmiş, ancak Allah Teâlâ. onun bu bağlılığına karşılık Hz. İsmail yerine bir koyunun kurban edileceğini Cebrail Aleyhi's-Selâm vasıtasıyla kendisine bildirmiştir.

Konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:

 

"(Hz. İsmail) babası (İbrahim Aleyhi's-Selâm) ile beraber yürüyüp gezecek çağa gelince: —Yavrucuğum, rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. (Hz. İsmail

de):

 

—Babacığım, emrolunduğun şeyi yap, inşaallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Her ikisi de teslim olup (babası oğlunu) alnı üzerine yatırınca:

 

—Ey İbrahim, rüyayı doğruladın. Biz muhsinleri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü bu, gerçekten çok açık bir imtihandır, dedik.

 

Biz, oğlunun yerine ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. Geride gelecekler arasında ona iyi bir ün bıraktık. "İbrahim'e selâm" dedik. Biz, muhsinleri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mü'min kularımızdandır." (Saffât:107-111)

 

Hz. İsmail'in yerine bir koyunun kurban edilmesinin emredilmiş olması, Cenab-ı Hakk'ın insanlığa büyük bir lütfudur.

İşte kurban, Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir.

 

Kurban, insanın Allah "a yaklaşmasına vesile olan bir ibadettir. Kurban kelimesinde bu mana vardır. İnsan bu görevi yerine getirmekle, yani kurban kesmekle Hz. İbrahim gibi Allah'a ve O'nun emirlerine olan bağlılığını, gerektiğinde O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa hazır olduğunu göstermiş olur. Bu itibarla bütün ibadetlerde olduğu gibi. kurbanda da iyi niyet ve ihlâs esastır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de:

 

"Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır. "( Hacc: 37) buyurulmuştur. Esasen Allah Teâlâ ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder.

 

Peygamber Efendimiz de, amellerin kıymetinin ancak niyete göre olacağını, kim neye niyet ederek bir işi yapmışsa, eline niyet ettiği şeyden başka bir şeyin geçmiyeceğini bildirmişlerdir.

 

Kurban, aynı zamanda İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Hergün yeryüzünde binlerce hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki Kurban Bayramı'nda, bir dinî görevi yerine getirmek niyetiyle kesilen kurbanlardan, daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.

 

Ayrıca, bunda önemli bir geçim kaynağı olan hayvancılığı teşvik de vardır.

Kurbanın Hükmü

 

رحناو كبرل لصف

 

"Rabbın için namaz kıl ve kurban kes."(Kevser:2) ayet-i celilesinin delaletiyle, Peygamber Efendimizin:Kurban. İmam-ı Azam Ebû Hanife'ye göre vaciptir. Delili de:

 

 

 

"Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın." (İbnMace,Adâhi,2) hadisindeki ağır uyarıdır. (Şafîîlere göre kişi için ömründe bir defa kurban kesmek Sünnet-i Ayn,ev halkı içinse Sünnet-i Kifaye'dir.Yani ev halkının geçimlerini sağlamakla yükümlü olan kişi kurban keserse,aile halkı yükümlülükten kurtulur. )

 

Böyle bir uyarı, ancak vacip olan bir ibadetin terki için yapılır. Yani kurban vacip olmasaydı, onu terkeden için Peygamberimiz böyle buyurmazdı. (Ebû Hanifenin dışındakialimler şafii,Maliki ve Hanbeli ile Hanefilerden İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise kurban vacib değil,sünnet-i müekkede'dir. )

 

Bir kimsenin üzerinde zekât, hac, sadaka-i fıtır, yemin keffareti ve kurban borcu olduğu halde vefat edip, bu borçlarının ödenmesi için malının üçte birini vasiyet etse, (ki ancak malının üçte birini vasiyet edebilir) malının üçte biri, yeterse borçlarının tamamı ödenir. Ancak malının üçte biri, vasiyet ettiği borçlarını ödemeye yetmediği takdirde, önce zekât borcu ödenir. Çünkü bu borçları içerisinde en önemli olanı zekâttır. Bu borcu ödedikten sonra malı artarsa haccı yaptırılır. Bundan sonra fitre borcu ödenir. Daha sonra da yemin keffareti verilir ve en son malı kalırsa kurban borcu ödenir.

Kurban Kesmekle Yükümlü Olanlar

 

Aşağıdaki şartları taşıyan kimselerin kurban kesmeleri vaciptir: 1-Müslüman olmak.

2-Akıllı olmak.

3-Ergenlik çağına gelmiş bulunmak.

4-Hür olmak.

5-Mukim olmak. (Yani misafir olmamak.)

6-Nisab miktarı mal veya paraya sahip olmak.

 

Fakire yani nisap miktarı mal veya parası olmayana kuurban kesmek vacip olmadığı gibi misafire (yolculuk halinde bulunan kimseye) de vacip değildir. Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer misafir olduklarında kurban kesmemişler; Hz. Ali de: "Misafire cuma namazı ile kurban borç değildir." demiştir. Şayet seferi olan kimse nafile olarak kurban keserse caizdir, kesmediği takdirde sorumlu olmaz.

Kurban Nisabı

Nisab, dinen zenginlik ölçüsü demektir.

 

Kurban nisabı: kişinin temel ihtiyaçlarından (yani oturacak evi, evinin yeter derecede eşyası, binek için olan vasıtası, kullanacağı silahı, üç kat elbisesi, kendisinin ve geçimi üzerine borç olanların bir yıllık nafakaları) ve borcundan başka 20 miskal (yani 80.18 gr.) altın veya bunun değerinde para veya eşyaya sahip olmaktır. Bu nisaba sahip olan kimseye Kurban Bayramı nda kurban kesmek vacip olur.

 

Zekât nisabı ile kurban nisabı aynı olmakla beraber, zekât nisabında olduğu gibi kurban nisabında, malın artıcı olması şart olmadığı gibi. üzerinden bir yıl geçmiş olması da aranmaz. Daha önce fakir iken. kurban kesme günlerinde zengin olan kimseye kurban kesmek vacip olur.

Kurban Edilecek Hayvanlar

Kurban: koyun, keçi. sığır, manda ve deveden olur.

Bu hayvanların erkekleri kurban edilebileceği gibi, dişileri de kurban edilir.

 

Bunlardan devenin 5, sığır ile mandamın 2 ve koyun ile keçinin bir yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyun 6 ayı tamamladığı halde, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olursa bu da

 

 

kurban edilebilir. Keçi olmaz, onun mutlaka yaşını doldurması lâzımdır. Bu hayvanların dışında hiçbir hayvanın kurban edilmesi sahih olmaz.

 

Bir koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır, manda ve deve, yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Yedi kişiyi geçmemek şartıyla ortakların tek veya çift olmalırında bir fark yoktur.

 

Ortaklaşa kurban kesecekler hep birlikte hayvanı satın alırlar veya içlerinden birine satın alması için vekâlet verirler. Bir kişinin kendisi için satın aldığı böyle bir hayvana sonradan başkaları da ortak olabilir; ancak bu mekruhtur.

 

Ortakların hepsi, yönleri değişik olsa bile. buna kurban niyetiyle katılmak durumundadırlar. Meselâ, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanına niyet etmiş olsalar, böyle ibadet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri herhangi bir ibadet niyetiyle değil de. et almak maksadıyla katılmış olsa. bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar.

 

Kurbana Mani Olan ve Olmayan Haller

Kurban, bir ibadet olduğu için. kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları gerekir. Bazı kusurlar vardır ki bunlar, hayvanın kurban olmasına engeldir.

 

Bu kusurlar şunlardır:

İki veya bir gözü kör olan.

 

—Kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıflamış olan, —Kesim yerine yürüyüp gidemeyecek kadar topal olan. —Kulağının ve kuyruğunun üçte birinden fazlası kopmuş olan. —Dişlerinin yarıdan fazlası dökülmüş olan.

 

—Doğuştan kulağı bulunmayan. —Memesinin ucu kesilmiş olan.

 

—Koyun ve keçide bir. sığırda iki memesi kurumuş olan. —Boynuzların biri veya ikisi kökünden kırılmış olun, —İlâçla sütü kesilmiş olan,

 

—Pislik yiyip de bir süre hapsedilip temiz yiyeceklerle beslememiş olan, —Burnu kesilmiş olan.

—Dilinin çoğu kesilmiş olan.

—Ölüm derecesinde hasta olan. Hayvanlar kurban edilmezler.

 

Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden biraz dökülmüş olan ile, burulmuş hayvanların kurban edilmesi caizdir. Yaşlılığı sebebiyle sütten ve dölden kesilmiş olan. kulağı yarılmış, delinmiş, kırılmış ve buzağılı olan hayvanları kurban etmek sahih ise de. mekruhtur.

Kurbanın Sahih Olmasının Şartları

Kurbanın sahih olmasının şartlan şunlardır:

 

a)Kurban edilecek hayvanda, kurban olmasına engel kusurların bulunmaması. b)Kurbanın vaktinde kesilmiş olması.

 

Kurban kesme günleri, bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra olmak üzere, bayramın ilk üç günüdür. Arefe günü veya bayramın ilk üç gününden sonra kurban kesilmez. Nitekim bir hadis-i şerifte:

 

"Bugünümüzde bizim için ilk yapılacak şey namaz kılmaktır. Ondan sonra (evlerimize) dönüp kurban kesmek olacaktır. Her kim böyle yaparsa, sünnetimize uygun iş yapmış olur. Kim önce kurban keserse, o da ancak ailesine sunduğu bir ettir, kurbandan bir şey değildir." ( Buhârî Adahî.

  • Müslim. Adahî. 1) buyurulmuştur.

Kurbanın Rüknü

 

Kurbanın rüknü, kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini kesmektir. Hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksula vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Bu. sadaka olur. Kurban edilmek üzere satın alınan hayvan, herhangi bir sebeple kesilmeyip bayram günleri çıkarsa, eğer mevcut ise diri olarak hayvanın kendisi, mevcut değilse veya satın alınmamış ise değeri sadaka olarak fakirlere verilir, ertesi yıla bırakılmaz. Hayvan diri olarak fakire verilirse bunun etinden onu

 

 

fakire veren kimse yiyemez.

Kurbanı Kimler Keser

 

Kurbanı, kesebiliyorsa kişinin kendisi, kesemiyorsa ehil olan birisine vekâlet vermek suretiyle kestirir ve kendisi de -orada ise- hazır bulunur. Çünkü Peygamberimiz, kızı Hz. Fâtıma'ya:

 

"Kurbanın kesilirken orada hazır bulun. Zira işlemiş olduğun her günah, kurban kanının ilk damlası yere düştüğünde, bağışlanır."(Mecmau'z Zevâid ve Menbau'l-Fevaid,C.6,S.17 Hadisi Taberani rivayet etmiştir.) buyurmuştur.

Peygamberimizin de kurbanını kesmek için vekâlet verdiği bilinmektedir.

Kurbanlarını bulundukları yerin dışında kestirmek isteyenler, bir tanıdıklarına vekâlet vermek suretiyle kestirebilirler.

Kurbanları, müslüman olan erkek ve kadınlar keser.

 

Her ne kadar ehl-i kitabın usûlüne göre kestikleri helâl ise de, kurban, bir ibadet olduğundan onu imkân varsa müslümanın kesmesi daha uygun olur.

 

Kurban Nasıl Kesilir

Hayvan, incitilmeden kesilecek yere götürülür. Devenin dışındakiler kıbleye karşı sol tarafları üzerine, eziyet edilmeden yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı bağlanır. Sonra kesecek olan:

 

Ayeti kerimesiyle

 

"Allahü ekber, Allahü ekber, lâilâhe illallahü vellahü ekber, Allahü ekber ve lillâhil-hamd. Bismillâhi Allahü ekber" diyerek ara vermeden büyük ve keskin bir bıçakla keser.

 

Bu ayet-i kerime ile duayı okumadan sadece.... Bismillâhi Allahü ekber, yahut....... Bismillah deyip keserse yine caiz olur.

 

Usûlüne göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boru-lanyla iki şah damarının kesilmesi gerekir. Hayvan henüz ölmeden başını bedeninden ayırmak ve derisini yüzmeye başlamak mekruhtur.

 

Kurban kesildikten sonra sahibi. Allah rızası için iki rek'at namaz kılar. Sonra da dua ederek Cenâ-ı Hak'tan dileklerde bulunur.

Kurban Etinin Taksimi

 

Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar arasında tahmini olarak değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin ferdleri için kurban edilecek olursa bunun etini taksim etmeleri gerekmez.

 

Diğer taraftan ortaklaşa kurban kesenler, kurban etini tamamen yoksullara dağıtacak veya bir kuruma verecek olurlarsa bu takdirde de kurban etini taksim etmeleri icabetmez.

 

Kurban etinin hepsini yoksulara sadaka olarak dağıtmak veya kendisi ve çoluk çocuğu için alıkoymak caiz ise de. en uygun olanı: kurban etini üçe taksim edip: birini, kurban kesemeyen yoksullara sadaka olarak dağıtmak, bir bölümünü de akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek, birini de kendi çoluk çocuğu ile yemektir.

 

Müslüman olan kumşulara kurban etinden hediye etmek caiz olduğu gibi, müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir.

 

Şayet, kurban kesen kimsenin çoluk çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi değilse, kurban etini sadaka ve hediye olarak dağıtmayıp tamamını çoluk çocuğu için alıkoyması daha uygun olur.

Kurban Derisi

 

Kurban derisini seccade veya evde kullanılacak bir şey yapmak caiz olduğu gibi bir fakire veya hayır işlerine hizmet eden bir kurulaşa vermek de caizdir.

 

Kurban derisi, kurbanın bir parçası olduğundan satılması caiz olmaz, kurbanı kesene kasap ücreti olarak da verilmez.

Nitekim Peygamber Efendimiz:

 

"Kurbanın derisini satan kimsenin kurbanı yoktur, yani kurban kesmemiştir." ( Et- Tergib ve't-Terhib. C. 2. S. 156 (Hadisi Hâkim rivayet etmiştir.) buyurmuşlardır. Peygamberimiz bu sözleri ile, kurbanın derisini satarak parasını yemenin doğru olmadığını belirtmiştir.

Eti Yoksullara Dağıtılması Gerekli Olan Kurbanlar

 

Bazı kurbanlar vardır ki, bunların etinin tamamen yoksullara dağıtılması veya yedirilmesi gerekir. Bu kurbanlar şunlardır:

 

a)Adak kurbanı, bu kurbanı adayan kişinin kendisiyle fakir de olsalar çocukları ve onların çocukları, anne ve babasıyla her iki taraftan dedeleri ve büyük anneleri gibi bakmakla yükümlü olduğu kimseler ve zengin olanlar bu kurban etinden yiyemezler. Bu kurban kesildikten sonra tamamen yoksullara dağıtılması gerekir.

 

b)Bir kimsenin hayatta iken. yaptığı vasiyeti üzerine, öldükten sonra varisleri tarafından malının üçte birinden kesilen kurban.

 

Bu kurbandan da ölünün varisleriyle zenginler yiyemezler. Bunun da yoksullara dağıtılması gerekir.

 

Ancak ölünün vasiyeti olmaksızın varisleri tarafından ölü için kesilen kurban böyle değildir. Bu kurbandan onu kesenler de yiyebilirler.

 

c)Kurban günlerinde hergangi bir sebeple kesilmeyen ve sadaka olarak verilmesi gereken kurban.

Bu kurban da yenmez, yoksullara sadaka olarak verilmesi gerekir.

 

d)Ortaklaşa kurban kesenlerden bir kısmı edaya, bir kısmı da kazaya niyet ederse bu hayvanın eti, kurban kesenler ve yakınları tarafından yenmez: tamamı sadaka olarak dağıtılır. Çünkü kurban bayramı günlerinde kesilmeyen kurban kaza edilmez. Bu, kurban olmaktan çıkıp sadakaya dönüşür. Bu sebeple örneğimizde sadaka hükmündeki hisse kurban olmayacağı için (hisselerden birinin et maksadıyla kesilmesi durumunda olduğu gibi) eda niyetiyle kesilen hisseleri de kurban olmaktan çıkarır.

Akika Kurbanı

Doğan çocuk için kesilen kurbana akika kurbanı denir.

 

İslâm'dan önceki cahiliye devrinde Araplar kız çocuğu istemezler, hatta kız çocuklarını diri diri gömerlerdi. Erkek çocukları için de "akika" kurbanı keserlerdi.

 

Peygamberimiz; Kurbanı. Allah'a şükür maksadıyla hem erkek, hem de kız çocukları için kesilmesi şekline getirerek önceden uygulanmakta olan cahiliye adetini değiştirdi ve isyan manası taşıyan "akika" kelimesini de "taat manasında olan "Nesike" ye çevirdi. Doğan çocuğun yedinci günü bir koyun veya keçi keserek ziyafet vermek ve çocuğun saçını tıraş etmek mubahtır. Yani dileyen yapar, dileyen yapmaz.

Malikî ve Şafiî mezheplerine göre müstehap. Hanbelîlere göre de sünnettir.

 

Nesike Kurbanı, çocuğun doğumunun yedinci veya ondördüncü, yahutta yirmibirinci günü kesilir. Yedinci günü kesmek daha faziletlidir.

 

Çocuğun doğumundan itabaren bulûğ çağına gelinceye kadar da kesilebilir. Kesilen bu kurban yenilir, yedirilir ve başkalanna da sadaka olarak verilir.

bottom of page