top of page

 

KADINLARIN ÖZEL HALLERİ

 

Kadınlara ait özel haller üç çeşittir:

1. Hayız=Adet hali: Kadınlar ergenlik çağına gelince hayız görmeye başlar. "Hayız, bir hastalık veya lohusalık durumu olmaksızın rahimden gelen kandır. Buna, "âdet hali" denir.

 

Kadınlar en erken dokuz yaşında âdet görmeye başlayabilirler. Dokuz yaşına giren ve âdet görmeye başlayan bir kız ergenlik (bulûğ) çağına girmiş olur.

 

Âdet hali genellikle ellibeş yaşında sona erer. Ellibeş yaşından sonra gelen kan hayız kanı değildir.

 

Âdet halinin en azı geceleri ile beraber üç gün (72 saat), en çoğu geceleri ile beraber on gün (240 saat)'tır. Üç günden az gelen kan ile ayhalinin en çoğu olan on günden fazla devam eden kan, ayhali kanı değil, istihazadır. Yani özürdür. Bununla ilgili bilgi istihaza kısmında verilecektir. Âdet hali kadından kadına değişir. Her ayın belirli günlerinde gelen âdet kanı. bazen de değişir. Âdet günlerinde gelen kanın devamlı olması şart değildir. Akıntı arasıra kesilse bile, bu süreler de âdet halinden sayılır.

 

Kadından, âdet (aybaşı) günlerinde kırmızı, sarı ve bulanık renklerde gelen yaşlıkların hepsi aybaşı kanıdır. Gelen yaşlığın rengi bembeyaz hale gelince, aybaşı kanı kesilmiş demektir.

 

Aybaşı bittikten sonra onu takip eden temizliğin (yani iki ayhali arasındaki temizliğin) en kısa süresi onbeş gündür. Temizlik süresinin en uzunu hakkında liri i bir sınır yoktur. Bu temizlik bazan yıllarca sürebilir.

 

Ayhali ve lohusalıkla ilgili bir çok dinî hüküm bulunduğundan, kadınların yeni yetişen kızların bu konuya dikkat etmeleri ve yeterli bilgiye sahip olmaları büyük önem taşımaktadır.

 

Kadın ilk defa ayhali olunca, ergenlik çağına girmiş olur. Üç günden az olmamak ve on günü de geçmemek üzere kendisinden kaç gün kan gelmiş ise, bu süre onun "ayhali" dir.

 

Meselâ, kendisinden ilk defa kan gelmeye başlayan bir kızın kanı yedi gün devam edip, ondan sonra 23 gün temiz olsa. onun ayhali yedi gün olarak belirlenmiş olur. Bu durumda, kendisinden kan gelmeye başlayınca namazı ve orucu bırakır.

 

Bir kız ilk defa ayhali olsa da kan hiç kesilmeden devam etse. bu kızın her ayın on günü ayhali. yirmi günü de temizlik süresi kabul edilir.

 

Kadın her zaman aynı durumda olmaz. Çeşitli tesirlerle bünyesinde meydana gelen değişiklikler sebebiyle ayhalî süresi bazen artıp ekşitebilir. Bazen de ay içinde belirli olan yeri değişerek önceki aylara göre daha önce veya daha sonra meydana gelebilir.

 

Önceden ayhali süresi beş gün olan bir kadın, daha sonraki ayda beşinci günün bitiminde temizlenmeyip kendisinden altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu günlerde de kan gelmeye devam etse, bu durum on günü geçmediği takdirde önceki beş günden sonraki akıntılar da ayhalinden sayılır. Yani kaç gün kan gelmişse ayhali süresi o kadardır.

 

Eğer önceki aylarda ayhali süresi beş gün olan kadının kan akıntısı on günü geçerse, meselâ: 12 gün olursa onun ayhali yine beş gündür. Beş günden fazla olan yedi günlük süre istihaza. yani özür sayılır. Bu günlerde kılınmayan namazların kaza edilmesi gerekir. Namaz vaktinde (o namazı kılmadan) kadın ayhli olsa o vaktin namazı kendisinden düşmüş olur.

 

Ayhalinden temizlenen bir kadının, gusül yapıp namaz kılacak kadar bir zamanı varsa, o vaktin namazını kaza etmesi lâzımdır. Gusül yapıp namaz kılacak kadar zaman yoksa o namazı kaza etmesi gerekmez.

 

Kan üç günden az bir sürede kesilirse, bu. ayhali olmaz. Kendisinden ilk defa kan gelmeye başlayan genç bir kız. namazı ve orucu bırakır. Eğer kan üç günden önce kesilirse ayhali olmadığı anlaşılır ve kılmadığı namazları kaza eder. oruçlarını da tutar. Ayhali on günden önce kesilirse, kadın yıkanmadıkça onunla cinsel ilişkide bulunmak caiz olmaz. Kadın hemen yıkanmayıp. aradan gusül yapıp iftitah tekbiri alacak kadar bir zaman geçerse cinsel ilişkide bulunmak helâl olur.

 

Ayhali on gün devam ettikten sonra kesilirse, yıkanmadan onunla cinsel ilişkide bulunmak caizdir.

 

Eğer ayhali. üç günden fazla sürer fakat kadının bilinen ayhali süresini doldurmadan kesilirse, kadın yıkansa bile eski ayhali süresini doldurmadıkça onunla cinsel ilişkide bulunmak helâl olmaz.

Ayhali ve lohusalık hallerinde oruç tutamayan bir kadının, yemeyip içmeyip oruçlu gibi durması

 

 

doğru değildir. Temiz iken niyet edip. oruca başlayan bir kadın, imsaktan sonra gündüzün herhangi bir saatinde ayhali veya lohusa olsa orucu bozulur. O günü akşama kadar oruçlu geçirmesi caiz değildir. Oruçlu gibi yemeden ve içmeden durması uygun değildir. Ancak açıktan değil, gizli olarak yemesi lâzımdır. Ayhali olan bir kadın gündüz temizlense. yani ayhali sona erse, günün geri kalanını akşama kadar yemeden, içmeden geçirmesi uygun olur.

 

Bir kadın kendisine borç olan iki ay keffaret orucunu tutarken ayhali olsa, o günlerde oruç tutamaz. Fakat ayhali biter bitmez ara vermeden hemen kaldığı yerden keffaret orucuna devam eder ve bu şekilde oruçlarını birbirine ekleyerek hesap edip 60 günü tamamlar. Eğer ayhali günlerinden temizlendikten sonra hemen oruca devam etmeyip bir veya iki gün ara verirse keffaret bozulmuş olur ve keffaret orucuna yeniden başlaması gerekir. Çünkü keffaret orucunu ara vermeden tutmak lâzımdır.

 

Ayhali olan kadının edep yerine pamuk veya bir bez koyması ve adet kanının kötü kokusunu gidermek maksadıyla güzel koku sürünmesi sünnettir. Ayhali ve lohusalık devam ederken geceleyin edep yerine konulan bez üzerinde sabahleyin akıntının tamamen beyaz renkte olduğu görülürse pamuğu koyduğu vakitten itibaren lohusalık veya ayhalininin sona erdiğine hükmedilir ve kılınmayan yatsı namazının kaza edilmesi gerekir.

 

Temiz olan bir kadın geceleyin edep yerine pamuk koyup sabahleyin üzerinde kan görse, kanı gördüğü vakitten itibaren ayhali başlamış olur. Bir kadın, ayhali olacağını hissetse fakat kan görünmese veya kanın gelmesi herhangi bir şeyle önlense. o kadın ayhali olmuş sayılmaz ve böyle bir durumda abdesti de bozulmaz. Ancak kendisinden ayhali kanı geldikten sonra kanın gelmesini herhangi bir şeyle önlerse ayhali hükmü devam eder.

 

2. Nifas=Lohusalık: Doğum yaptıktan sonra kadının rahminden gelen kandır. Bu durumda olan kadına "lohusa" denir.

 

Kadın gebe kaldıktan sonra ayhali olmaz. Lohusalık hali, çocuğun doğmasından itibaren en çok kırk gün devam eder. Eğer kırk günden fazla sürerse, fazla olanı istihazadır. Lohusalığın azının sınırı yoktur. Kırk günden önce de sona erebilir. Bu durumda olan kadın, gusûl yaparak ibadetleri yerine getirir, kocası ile cinsel ilişkide bulunabilir, kırk günün tamamlanmasını beklemez.

 

Lohusalık günlerinde akıntı bir süre kesilip sonra devam etse, akıntının kesildiği bu günlerde lohusalık halinden sayılır.

 

Vücudun el, ayak veya parmak gibi bazı yerleri belli olan bir düşük de doğum sayılır ve kadın bununla lohusa olur. Hiçbir organı belirmemiş olan düşükten sonra gelen kan üç gün devam eder ve ondan önce görülen ayhali ile düşükten sonra gelen kan arasında en az onbeş gün temizlik süresi bulunursa düşükten sonra gelen kan ayhalidir. Eğer düşükten sonra gelen kan üç gün devam etmez veya bir önceki ayhali ile bunun arasında en az onbeş günlük bir temizlik süresi bulunmazsa görülen bu kan istihazadır.

 

Çocuk doğurduktan sonra kendisinden kan gelmeyen bir kadın yıkanır, ve ibadetlerine devam eder.

 

Lohusa olan kadından gelen kan kırk günü geçerse, eğer o kadının daha önce yaptığı doğumu takibeden lohusalık süresi, meselâ: 30 gün ise. son durumdaki lohusalığı da önceki gibi otuz gündür. Otuz günden itibaren devam edip kırk günü geçen kanlar istihaza. yani özür sayılır. Bu sebeple özürlü sayılan bu günlerde kılınmayan namazların kaza edilmesi gerekir.

 

Önceki lohusalık süresi 30 gün olan bir kadından, sonraki doğumda gelen kan 30 günden fazla devam etse. bu süre kırk günü geçmediği takdirde fazla olan günlerin hepsi lohusalıktır. Önceden lohusalık görmemiş bir kadının lohusalık süresi de en çok kırk gün olur. Böyle ilk defa lohusa olan bir kadından gelen kan kırk günden fazla devam ederse bunun kırk günü lohusalık. fazlası ise özür kanı sayılır. Bu durumda olan bir kadın kırk günün bitiminde gusül yaparak özür sahipleri gibi namazını kılar. Kocası ile cinsel ilişkide bulunabilir. Gebe olan bir kadının çocuğu ameliyatla veya başka bir şekilde karnı yarılarak dünyaya gelse, eğer kan tenasül organı yoluyla gelirse lohusalık kanıdır. Başka bir yerden gelirse o kadın lohusa olmaz.

 

3. İstihaza: Bir damardan çıkıp tenasül organı yolu ile gelen kandır. Rahimden değil, bir hastalık sebebiyle damardan gelen bu kanın kokusu yoktur. Bu durum kadınlar için bir hastalık ve özürdür.

 

 

Kadından gelen kan üç günden eksik olursa bu. ayhali değil kadın için bir özür sayılır. Ayhali on günden fazla devam etmişse bu fazlalık ile lohusalığın kırk günden fazlası da istihazadır. Dokuz yaşından önce ve ellibeş yaşından sonra gelen kan da böyledir.

 

Ayhali ve Lohusa Olan Kadınlara Haram Olan Şeyler

 

Ayhali ve lohusa olan kadınlar aşağıdaki şeyleri yapamazlar: 1. Namaz kılmak

 

Kadın bu durumlarda kılamadığı namazları kaza etmez. Namaz hergün tekrarlandığı için dinimiz kadınlara kolaylık göstermiştir. Peygamberimiz (A.S.), kendisine ayhali hakkında soru soran bir kadına:

 

"Ayhali olduğun zaman namazı bırak, ayhali sona erince gusül yap ve namazını kıl(Fethurrabbani C.2 S,153)

2.Oruç tutmak

 

Kadınlar bu hallerde tutamadıkları oruçları daha sonra kaza ederler. Hz. Aişe (R.A.) diyor ki: "Peygamberimiz (A.S.)'ın zamanında biz ayhalinden temizlenince orucu kaz.a eder, namazı kaza etmezdik."(Ebu Davud, Tahare,105;Nesei,Sıyam,64)

3.Kur'an okumak

Peygamberimiz (A.S.) şöyle buyurmuştur:

 

 

 

 

"Ayhali olan kadın ve cünüp olan kimse Kur'an'dan hiçbir şey okuyamaz" (Tirmizi,Tahare, 98;İbn Mace ,Tahare,105)

 

Ancak, ayhali olan bir kadın öğretici. Kur'an okumak niyeti ile değil de öğretmek maksadıyla harf harf. kelime kelime Kur'an öğretebilir. Bu durumda olan kadın dua ayetlerini dua niyetiyle okuyabilir. Şükretmek maksadıyla ^elhamdülillah" diyebilir. ''Besmele" çekebilir, Allah'ı zikr ve teşbih edebilir.

4.Kur'an'a el sürmek

Ayhali ve lohusa olan bir kadın Kur'an'a el süremez. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de:

 

﴾ ٧٩﴿  نورهطملا إلا هسمي إل

 

"Ona (Kur'an'a) ancak temizlenenler dokunabilir." (Vakıa:79)) buyurulmuş. Peygamberimiz de: "Kur'an'a ancak temiz olan kimse tutabilir" (Câmiu's-Sağir,(Hadisi Taberani rivayet etmiştir.)) uyarısında bulunmuştur.

 

Müslüman olmayan bir kimseye isteği halinde hidâyete ermesi ümidi ile Kur'an-ı Kerim ve dinî bilgiler öğretilebilir. Ancak, gusül yapmadıkça Kur'an'a el sürdürülmez.

 

Ayhali ve lohusa olan kadın, tefsirden başka dinî kitaplan tutabilir. Giydiği elbisenin yeni ile Kuran'ı tutmak mekruhtur. İçinde Kur'an-ı Kerim bulunan bir kutuyu taşımak caizdir.

 

Yüzüğün taşında Kur'an'dan bir parça veya Allah'ın isimlerinden biri yazılı olsa bu yüzük parmakta iken helaya girmek mekruh olur. Üzerinde Kur'an

 

yazılı olan bir şey cebe konur veya bir şeye sanlı olursa mekruh olmaz. Bununla beraber bu gibi davranışlardan sakınmak daha uygundur.

 

Ayhali. lohusa ve cünüp olan kimsenin Kur an'a bakması caizdir. 5.Camiye Girmek

 

Cami namaz kılınan kutsal bir mekândır. Ayhali veya lohusa olan kadın namaz kılamıyacağı için ibadet maksadıyla camiye giremez. Ancak, düşman, yırtıcı hayvan ve soğuktan korunmak veya zorunlu ihtiyaçları için camiye girebilir.

6.Kabe'yi tavaf etmek

Ayhali ve lohusa olan kadın Kabe'yi tavaf edemez. 7.Cinsel İlişkide Bulunmak

 

Ayhali ve lohusa olan bir kadınla cinsel ilişkide bulunmak erkeğe haram olduğu gibi buna imkân

 

hazırlamak ve rıza göstermek kadına da haramdır. Bu durumda cinsel ilişkide bulunan kimse büyük günah işlemiş olur ve bundan tevbe etmesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de bu konuda şöyle buyurulmuştur:

 

نرهطي ىتح نهوبرقت إلو  ضيحملا يف ءاسنلا اولزتعاف

 

"Ayhalinde olan kadınlardan uzak durun. (Onlarla cinsel ilişkide bulunmayın) Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın." (Bakara:222)

 

Ayhali esnasında cinsel ilişkide bulunmanın birçok kadın hastalıklarına sebep olduğu bugün tıbben de sabit olmuştur.

 

Kadının ayhali hakkında kocasına yanlış bilgi vermesi helâl olmaz. Meselâ: ayhali olduğu halde ilişkide bulunmasını sağlamak için kocasından bunu saklamak, veya ayhali olmadığı halde kocasının isteğini önlemek için yalandan ayhali olduğunu söylemek helâl değildir.

 

Ayhali ve lohusa olan kadınla yatılır. Göbeği ile dizkapağı arasında kalan kısmın dışında kendisine sarılmak ve öpmekte sakınca yoktur.

 

Özür Sahibi Olanların Durumu

Abdesti bozan şeyin bir namaz vakti kesilmeden devam etmesine "özür" denir.

 

İdrarın devamlı olarak gelmesi, burundan veya bir yaradan sürekli kan akması, bir hastalıktan dolayı göz, kulak ve memelerden gelen akıntı özür olduğu gibi, daha önce anlattığımız istihaza kanı da kadınlar için özürdür. Kendisinde böyle bir özür olan kimseye "özür sahibi" denir.

 

Bu özürlerden biri. abdest alıp namaz kılacak kadar bir süre ara vermeden namaz vaktinin evvelinden sonuna kadar devam eder ve ondan sonraki her namaz vaktinde de bu özür en az bir defa meydana gelirse, o kimse özür sahibi sayılır.

 

Eğer özür. bir namaz vakti içinde hiç meydana gelmezse özür ortadan kalkmış olur ve o kimse de özür sahibi olmaktan çıkar. Özür sahibi özrü devam ettiği sürece her namaz vakti abdest alır ve bu abdestle o namaz vakti içinde -başka bir şeyle abdesti bozulmadıkça- dilediği kadar farz ve nafile namazı kılabildiği gibi. kazaya kalmış namazları, cenaze ve bayram namazlarını da kılabilir ve Kuran-ı Kerim'i tutabilir.

 

Namaz vakti çıkınca özür sahibinin abdesti bozulur. Meselâ, güneş doğunca sabah namazının vakti çıktığından özür sahibinin de abdesti bozulmuş olur. Namaz vaktinin girmesi ile abdest bozulmayacağından güneş doğduktan sonra bayram ve kuşluk namazları için abdest alan kimse bu abdestle öğle namazını kılabilir.

 

Özürlü kimseden akan kan. irin ve sidik çamaşırına dokunsa bunu yıkadığı takdirde, akıntı devamlı olduğundan dolayı yine pislenecekse çamaşırını yıkaması gerekmez. Tekrar dokunmayacaksa yıkaması lâzımdır.

bottom of page