
Cennete Yolculuk Dini Bilgiler Sohbet Ve Makale Platformu
HEDY
Hac ve umrede kesilen kurbanlara Hedy denir.
Hedy Kurbanı ile Yükümlü Olanlar
İfrad haccı yapanların, hacda kurban kesmeleri vacip değildir. İsterlerse nafile olarak kesebilirler. Temettü veya kıran haccı yapanların ise hedy kurbanı kesmeleri vaciptir.
Hedy kurbanı, kurban bayramında kesilen kurban gibi: deve. sığır ve davar cinsinden olur. Deve ve sığır yedi. davar bir kişi için kesilir.
Ortakların hepsinin kurban niyetiyle katılmaları gerekir. Hepsinin niyetleri ibadet olmak şartıyle bir kısmının udhiyye, bir kısmının şükür vey ceza hedyi veya nafile niyetiyle katılmaları mümkündür.
Yaş ve ayıp bakımından kurban olmayacak hayvanlar hedy kurbanı da olmaz. Vacip olan Hedyler; şükür. ceza. ihsar ve nezir hedy gibi kısımlara ayrılır.
Temettü veya kıran haccı yapanların kestikleri kurbana şükür kurbanı, haccın vaciplerinden birinin terkedilmesinden dolayı kesilen kurbana ceza kurbanı, Hac veya umre yapmak üzere ihrama girdikten sonra, hastalık ve parasının kaybolması gibi bir sebeple hac yolculuğuna devam imkânı olmadığı için vakfe veya tavaf yapmadan ihramdan çıkmak mecburiyetinde kalan kimsenin kesmesi gereken kurbana ihsar kurbanı ve Harem bölgesinde kesilmek üzere adanan kurbana da Nezir kurbanı denir.
Hedy Kurbanının Kesileceği Yer
Hedy, Kâbeye ve Hareme hediye olmak üzere kesilen kurban demek olduğundan, ister vacip, ister nafile olsun. Harem bölgesi sınırları içinde kesilir.
Hedy kurbanlarının hangisi olursa olsun. Harem bölgesi dışında kesilecek olursa-nafile olanı hariç diğerlerinin Harem bölgesi dahilinde iade edilmesi icabeder.
Oruca gelince; bunun için yer ve peşpeşe tutulma şartı yoktur. Sadaka da böyledir, nerede verilirse sahih olur.
Hedy Kurbanlarının Kesilme Zamanı
Temettü ve Kıran haccı yapanların kesmeleri vacip olan şükür kurbanlarını bayramın ilk günü tan yerinin ağarmaya başlamasından, 3 ncü günü güneşbatıncaya kadar kesmeleri vaciptir. Bu süre içinde kesilmeyip daha sonraya bırakılırlarsa ceza kurbanı da gerekir. (Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ceza gerekmez. Çünkü bunlara göre şükür kurbanlarının bayram günlerinde kesilmesi vacip değil, sünnettir. Her ne kadar şükür kurbanlarının mazeretsiz eyyam-ı nahr'den sonraya bırakılması mekruh ise de harhangi bir cezayı gerektirmez. Şafii mezhebinde, temettü ve kıran kurbanları ceza kurbanı sayıldığından bunların kesilmesi için belli bir vakit yoktur. Eyyam-ı nahr'den önce kesilebildiği gibi eyyam-ı nahr'den sonra kesilmesi de caizdir. Bayramın 4 ncü günü güneş batıncaya kadar kesilmesi sünnettir.)
Kıran ve temettü kurbanları dışında kalan hedy kurbanlarının kesilmesi için belirli bir zaman yoktur. Harem sınırları içinde olmak kaydıyle. her zaman kesi¬lebilir.
Hedy Kurbanlarının Etleri
Temettü veya kıran haccı yapanların kesmekle yükümlü oldukları kurban ile nafile olarak kesilen kurbanların etlerinden sahipleriyle, zengin, fakir herkes yiyebilir.
Ceza hedyi ile ihsar hedyinin etlerinden sahipleri ile bakmakla yükümlü oldukları kimseler ve zenginler yiyemezler, fakirlere dağıtılması gerekir. Yiyecek olurlarsa kıymetini sadaka olarak verirler.( Şafiî mezhebinde temettü veya kıran haccı yapanların kesmekle yükümlü oldukları
kurbanlar, ceza hedyi sayıldığından etleri fakirlere dağıtılır: sahipleriyle zengin olanlar bu kurbanların etlerinden yiyemezler.)
Kurban Yerine Oruç
Temettü veya kıran haccı yapan kimse, kurbanlık hayvan bulamazsa on gün oruç tutar, üç gününü hac esnasında, kalan yedi gününü de memleketine döndükten sonra tutar.
Hac esnasında, üç günlük orucu bayramdan önce tutamadığı takdirde, mutlaka kurban gerekir. Üç gün oruç tuttuktan sonra, kurban kesme günleri içinde, traş olup. ihramdan çıkmadan önce
kurbanlık bulursa oruç yeterli olmaz. Kurban kesmesi de gerekir. Traş olup ihramdan çıktıktan sonra kurban bulacak olursa, oruç yeterli olup. kurban kesmesi icabetmez.
İhsar
İhsar, hac veya umre için ihrama girmiş olan kimsenin, Arafat vakfesinden ve tavaftan alıkonulmasıdır.
Düşman, hapsolmak, hastalık, paranın kaybolması, kadının mahreminin ölmesi gibi hac yolculuğunu veya tavaf ve vakfe yapmayı önleyen bütün engeller, ihsar sebebi olabilir.( Hanefî dışındaki mezheplerde ihsar ancak düşmanın engellemesiyle meydana gelir.)
İhsar sebebiyle Arafat'ta vakfe yapmaktan ve tavaftan menedilmiş olan kimse, ihsar hedyi keserek ihramdan çıkar.
İhsarlı kimse, kıran haccı için ihrama girmiş ise, hem hac hem de umre ihramı için iki ayrı ihsar hedyi kesmesi gerekir.
İhsar hedyi de şükür kurbanları gibi harem bölgesinde kesilmesi gerektiğinden, ihsarlı kimse harem bölgesi dışında ise kurbanını veya bedelini harem bölgesine gönderir ve orada hedy kesilinceye kadar ihramlı bekler. Hedyin kesilmesiyle traş olmasa da ihramdan çıkmış sayılır. (Şafii mezhebinde ihsar kurbanı, ihsarlının bulunduğu yerde kesilir. Harem bölgesinde kesilmesi şart değildir. Ayrıca ihsar kurbanının kesilmesiyle ihramdan çıkılmış olmaz. Traş olduktan sonra çıkılır.)
İhsar sebebiyle ihramdan çıkılan hac veya umrenin, uygun bir zamanda kaza edilmesi lâzımdır. Hac için ihrama girmiş olanlar, hem hac hem de umre, kıran haccı için ihrama girmiş olanlar bir
hac iki umre, umre için ihrama girmiş olanlar ise sadece bir umre kaza ederler.
Haccı Kaçırmak (Fevat)
Hac yapmak üzere ihrama giren kimse, arefe günü zeval vaktinden bayram günü tan yerinin ağarmaya başladığı zamana kadar bir an için de olsa Arafat'ta bulunmazsa haccı kaçırmış olur. Bu kişi;
a)İfrad haccı yapmak üzere niyet edip ihrama girmiş ise. umre yapıp ihramdan çıkar, daha sonraki yıllarda haccını kaza eder.
b)Temettü haccı yapmak üzere ihrama girmiş, umreyi yaptıktan sonra hac
için niyet etmiş ise, bir umre daha yaparak ihramdan çıkar ve daha sonraki yıllarda haccını kaza eder.
c) Kıran haccı için ihrama girmiş ve umrenin tavaf ve sa'yini yapmış ise, ikinci bir umre daha yaparak ihramdan çıkar. Şayet umre tavafı ve sa'yını yap¬mamış ise, önce umre ihramından çıkmak için tavaf ve sa'y yapar, sonra da hac ihramı için tavaf ve sa'y eder ve traş olup ihramdan çıkar. Daha sonraki yıllarda sadece haccını kaza eder.
Hac'da Bedel
İbadetler üç kısımdır:
1.Yalnız bedenle yapılan ibadetler: Namaz ve oruç gibi. Bu tür ibadetlerde vekâlet caiz değildir. 2.Sırf mal ile yapılan ibadetler: Zekât, fıtır sadakası ve kurban gibi. Bu tür ibadetlerde vekalet
caizdir.
3.Hem beden ve hem de mal ile yapılan ibadetler: Hac gibi. Bu ibadette aciz olmak durumunda ve zaruret halinde vekalet caizdir. ( Malikî mezhebinde ise hayatta olan bir kimse adına bir başkasının hac yapması caiz ve sahih değildir. ) Bizzat yapabilecek durumda olanlar için ise caiz değildir.
Kendisine hac farz olduğu halde haccetmemiş olan kimse, ölümünden önce kendi adına haccetmek üzere bir başkasının bedel gönderilmesini vasiyet etmesi lazımdır. Malının üçte biri hac için bedel göndermeye yeterse mirasçıların bu vasiyeti yerine getirmeleri gerekir; yetmezse,
vasiyetin yerine getirilmesi mirasçılar üzerine borç değildir.
Şayet vasiyet etmemiş ise, mirasçılar vekil göndermekle yükümlü değillerdir. ( Şafiî ve Hanbelî mezheplerinde vasiyet şartı yoktur. Vasiyet olmasa bile mirasçıların bedel göndermeleri vaciptir. ) Ancak mirasçıların tamamı veya bir kısmı masrafı kendileri '-arşılamak üzere vekil gönderip haccettirmeleriyle de mükellefin hac borcu ödenmiş olur. Nitekim Has'am Kabilesinden bir kadın veda haccı yılı Peygamberimize gelerek:
-Ya Resulellah, Allah'ın kullarına hacla ilgili emri, babama, binek üzerinde duramıyacak derecede yaşlıyken ulaştı. Onun adına haccedersem, borcu ödenmiş olur mu? diye sordu. Peygamberimiz:
- "Evet, olur" diye cevap verdi. (Buharî, Hac. 1-2: Müslim. Hac. 713 )
Bir başka rivayette de Cüheyne Kabilesinden bir kadın Peygamberimize gelerek:
-Annem haccetmeyi adamıştı, fakat haccedemeden öldü. Onun adına haccedeyim mi? diye sordu. Peygamberimiz:
- "Evet, haccet. Annen üzerinde bir borç bulunsaydı, sen onu ödemez miydin? Öyle ise Allah hakkını da ödeyiniz. Çünkü Allah hakkı ödenmeye daha lâyıktır." (Buharî. Cezau's-Sayd. 22 ) buyurdu.
Kendisine haccın ilk defa farz olduğu yıl haccetmek üzere yola çıkıp da haccını yapamadan yolda ölen kimsenin, kendi adına hacca bedel gönderilmesini vasiyet etmesi gerekmez.
Ancak kendisine hac farz olduğu yıl haccetmeyip. daha sonraki yıllarda hac etmek üzere, yola çıkıp yolda ölen kimsenin, bedel gönderilmesini vasiyet etmesi vacip olur.
Farz Olan Hac İçin Bedel Gönderilmesinin Şartları
Başkası adına bedel gönderilen kimsenin yaptığı hac. o kimse üzerine farz olan hac borcunun eda edilmiş sayılabilmesi için şu şartlar gereklidir:
1.Vekil olarak hacceden, ihrama girerken kendisini gönderen kimse adına niyet etmelidir. Çünkü vekil kendi adına değil, kendisini gönderen adına haccediyor. Kalb ile niyet etmesi yeterlidir. Ancak dil ile "Falan kişi için niyet ettim ve ihrama girdim, falan adına telbiye ettim" diye söylemek efdaldir.
2.Hac kendisine farz olan kimse bizzat haccı eda etmekten aciz olmalıdır. Sıhhati yerinde olup bizzat haccetmeye gücü yeten kimsenin bedel göndermesi caiz değildir.
3.Adına haccedilecek kişinin aciz oluşu ölümüne kadar devam etmelidir. Ölümünden önce acizliği ortadan kalkacak olursa, vekilinin haccı yeterli olmayıp, bizzat kendisinin haccetmesi gerekir. (Hanbelilere göre özrü ortadan kalksa bile vekilin yaptığı hac yeterli olur. )
4.Adına haccedilecek kişiye hac farz olmuş olmalıdır. Üzerine hac farz olmayan fakir kimse adına vekil tarafından yapılan hac nafile olur. Bu kimseye daha sonra hac farz olursa bizzat haccetmesi, aciz olduğu takdirde ise bedel göndermesi gerekir.
5.Başkasını kendi adına haccetmek üzere vekil tayin etmeden önce bizzat haccetmeye engel özrünün mevcud olması.
Bizzat haccedecek durumda iken başkasını bedel gönderdikten sonra aciz olursa, adına yapılan hac yeterli olmayıp yeniden vekil göndermesi gerekir.
6.Vekilin masrafının tamamı veya çoğu. gönderen tarafından
karşılanmalıdır. Mirasçı, varis olduğu kimse adına kendi parasıyla hac yapabilir veya yaptırabilir. 7.Adına haccedilecek kişi hangi haccın yapılmasını istiyorsa vekil o haccı yapmak üzere
Mikat'ta ihrama girmelidir. İfrad haccı yapmak üzere gönderilen vekil, önce umre yapar, sonra Mekke'den hacca niyet edecek olursa bu caiz olmaz.
Eğer vekile ifrad haccı yapması emredilir de o. kıran haccı yapacak olursa bu da gönderen adına yapılmış olmaz.( Ebû Yusuf ve imam Muhammed'e göre ise istihsanen caiz olur.)
Gönderen kimse, yapılacak hac konusunda herhangi bir şey söylememiş, sadece hac yapılmasını istemiş ise. vekil'in ifrad haccı yapması gerekir. Gönderen, vekile "dilediğini yap" derse, o takdirde vekil dilediği haccı yapabilir.
Ölen kimse kendi adına hac yapılmasını vasiyet eder, bunun için yapılacak masrafın miktarını veya ihrama girilecek yeri belirlerse, orada ihrama girilir. İhrama girilecek yeri belirlemezse olduğu yerden vekilin gönderilmesi gerekir.
8.Adına haccedilecek kişi kendi adına haccetmesini vekilden istemelidir. Başkası adına izin veya vasiyeti olmadan yapılan hac. o kimsenin farz olan haccına sayılmaz, ancak varis bu hükmün dışındadır. Ölenin mirasçısı vekil olarak kendi adına hacceder veya bedel gönderip haccettirirse ölenin haccı yapılmış olur.
9.Vekil için ücret şart koşulmamalıdır. Çünkü hac ibadettir. İbadetler ise ücret karşılığı yapılamaz.
Ancak vekil, masraflarına karşılık aldığı parayı normal şekilde harcar. Artanı ise dönüşünde iade eder.
Şayet artan miktarı, gönderen kişi vekile hediye ederse bunda da bir sakınca yoktur.
10.Vekil olarak gönderilen kimse akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmalıdır. Bulûğa ermemiş mümeyyiz çocuğun vekil gönderilmesi de caizdir.
Bedel gönderilecek kimsenin önceden haccetmiş olması şart değildir. Ancak daha önce haccını yapmış bir kimsenin gönderilmesi efdaldir.(Şafiî ve Hanbelîlere göre. bedel gönderilecek kişinin önceden kendisi için haccetmiş olması şarttır. )
11.Vekil, vasıtaya binerek haccetmelidir. Vasıta ücretini kendisine alıkoymak için yürüyerek haccedecek olursa, kendi adına haccetmiş olacağı için aldığı parayı iade eder.
12.Vekil edilen kimse haccı bizzat yapmalıdır. Vekilin haccetmek üzere
aldığı parayı herhangi bir sebeple başkasına devrederek kendi yerine onu vekil tayin etmesi caiz değildir. Ancak bu konuda kendisi yetkili kılınmış ise caizdir.
Nafile olarak başkası adına haccetmeye gelince: bunda sadece vekilin müslüman, âkil ve mümeyyiz olması ve haccın ücret karşılığı yapılmaması şartlan yeterlidir.