Doğruluk Ve Sadakat

 

Peygamberimiz (s.a.s); insanlara, Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya bir gecede gerçekleşen yolculuğundan söz etmişti. Elbette bu mucizevi bir yolculuktu.Öyle ki mescidi haram ile mescidi aksa arası 1235 km ve o günün şartlarıyla aylar suren bir yolculuk mesafesiydi. Müşrikler ellerine bir fırsat geçtiğini düşünüp, hemen onun en yakın arkadaşı Ebû Bekir’in yanına koştular.Allah Resulü’nün bu yolculuğundan bahsedip alaylı bir tavırla bir gecede mescidi haramdan mescidi aksaya gitigini söylüyor dediler.Akıllarınca Ebu Bekir  pişman olup eski dinine geri dönecekti. Fakat bekledikleri gerçekleşmediği gibi Resulullah (s.a.s)’a sadâkatin simgesi olacak şu sözcükler döküldü Ebu Bekir Efendimizin dilinden: “Bunları eğer o söylemişse vallahi doğrudur.”

Müslüman kişi, özü ve sözü doğru olandır.İnsan yalancı olmamalı dilini yalan, gıybet, boş ve kötü sözle kirletmemelidir.

Peygamberimiz (s.a.s), “Her kim Allah ve Resul’ünün kendisini sevmesini istiyorsa sözünde doğru olsun.”  ifadesiyle müminde bulunması gereken sözün doğruluğuna vurgu yapmıştır.

Doğruluk, sadece dile bağlı değildir. Gerçek anlamda sıdk ve doğruluk; hak ve hakikati tasdik etmektir. Söylediğimiz doğru söze uygun davranışta bulunmaktır. Verdiğimiz sözde durmaktır.

Yüce Allah’ın “Onlar emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler.”   âyeti ile müminleri vasıflandırdığı erdemli bir duruştur sadâkat. Yalan ve hile ile hareket etmekten çekinmeyen ise Allah katında bu yalancılığı ile anılır. Neticede Efendimizin dile getirdiği gibi sadâkat mü’mini cennete ulaştırırken yalanın götüreceği yer ise cehennemdir.

Müminin sadâkati öncelikle kendisini yaratan Rabbinedir.Sadık mümin, daima Allah’ın gördüğü  bilinciyle hareket eder. Her durumda O’nun buyrukları doğrultusunda yaşar. Rabbinin hoşnut olmayacağı durumlara düşmekten korkar sakınır. Hayatın anlamını Rabbine kullukta bulur. Peygamberine uyarak onun gibi yaşamaya çalışır, onun hakikat adına tebliğ ettiklerini en güzel örnek bilir.

Anne ve babasına saygılıdır mümin. Her türlü zorluk ve meşakkate katlanarak kendisini yetiştiren annesine babasına hürmet etmelidir. Hastalıkta ve sağlıkta her daim yanlarında olmalı, Yardımlarına koşmalıdır.Bunların Rabbinin emri olduğunun bilincinde olmalıdır.Aile hayatında eşine ve çocuklarına karşı sadâkatli olunmalı.  Sadakatinin bir gereği olarak sorumluluklarımızı  yerine getirmeliyiz. Onların hak ve hukukuna riayet etmeli, Onları ihmal etmemeliyiz.

Allahü Teala Kuran-ı Kerimde soyle buyurmaktadır: 

"Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur.”

Rabbim bizi onun emirlerine layıkıyla uyan kullarından eylesin..