top of page

 

DÂRU'L- İSLÂM VE DÂRU'L-HARP

 

İslâm müçtehid ve âlimleri ülkeleri, Dârû'l-îslâm ve Dârû'l-Harp olmak üzere iki kısma ayırmışlardır.

 

Ülkelerin böyle iki kısma ayrılması ve bunların tarifleri, Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde açıkça belirtilmemekle beraber, bazı ayet ve hadislerde bu kavramlara işaret edilerek müslümanlarla müslüman olmayan toplumlar arasındaki ilişkiler ve müslüman olmayan bir toplumda yaşayan müslümanlarla ilgili farklı hükümler yer almıştır.

Dârû'l-îslâm ve dârû'l-harp, İslâm alimleri tarafından şöyle tarif edilmiştir.

"Dârû'l-îslâm , Müslümanların hakimiyeti altında bulunan ülke"ye denir

(Serahsî, Şerhu's-Siyer el-Kebir, C.4, s.1253)

"Dârû'l-Harp, kâfirlerin devlet başkanının emrinin yürürlükte olduğu ülke"dir (Kuhistanî,

Camiu'r-Rumûz, C.2, s.311; Ebu'l-Beka, Külliyat, s. 186 ).

 

Kısaca, müslümanlann idâresi altında bulunan ülkeye dârû'l-islâm, müslüman olmayanların ülkelerine de dârû'l-harp denir (Ömer Nasuhi Bilmen Hukuki îslâmiyye ve Istılahatı Fıkhiyye

Kamusu, C.3, s.334-336

 

Dârû'l-harp, müslümanlann müslüman olmayan bir ülke ile mutlaka savaş halinde olması anlamında değildir.

 

İslâmda asıl olan insanlarla barış içinde yaşamaktır. İslâm hukukuna göre, müslümanlarla müslüman olmayanlar arasında hem geçici, hem de devamlı barış anlaşması yapılabilir. Savaşa, ancak zorunlu hallerde başvurulur.

Bir Ülke Nasıl Dârû'l-İslâm Olur?

 

Müslüman olmayan bir ülke, halkının müslümanlığı kabul etmesiyle dârû'l- islâm yani İslâm ülkesine dönüştüğü gibi, müslümanlar tarafından fethedilen ve cuma ve bayram namazları gibi hükümlerin uygulandığı ülke de İslâm ülkesi haline gelmiş olur.

 

Görüldüğü gibi İslâmî hükümlerden bazılarının icra edilmesiyle dârû'1-harp olan bir yer, dârû'l-İslâma dönüşür. Bunda müctehidler arasında görüş ayrılığı yoktur ( Kuhistanî, Camiu'r-Rumûz,

C.2, s.311).

Dârü'l-İslâm dârû'l-harbe dönüşür mü?

 

Dârû'l-İsâm olan bir ülke, bazı özelliklerini kaybetmekle dârû'l-harp haline dönüşür mü, dönüşmez mi? Dönüşürse hangi şartlarda dönüşür? Bu konuda İslâm hukukçuları arasında farklı görüşler vardır,

İmam-ı Azam Ebu Hanifenin bu konudaki görüşü şöyledir:

Bir ülkenin Dârû'l-İslâm olmaktan çıkıp Dârû'l-Harb'e dönüşebilmesi, üç şartın birlikte bulunmasına bağlıdır.

Bunlar:

  • O ülkede küfür hükümlerinin açıkça icra edilmesi,

 

  • O ülkenin dârû’l-harbe bitişik olması ve dârû’l-harp ile arasında bir İslâm beldesinin bulunmaması.

 

c)Orada ilk emanları üzere bulunan yânî, bu ülke kafirlerin hakimiyetine girmeden önce İslâm idaresi tarafından müslüman olanlara müslüman oldukları için, zımmî olanlara da zimmet akdi sebebiyle sağlanan can ve mal güvenliğine sahip bir müslüman veya zimmi'nin kalmaması (Dürer,

 

C.l, s.295 ).

 

Buna göre, bir İslâm ülkesi kafirler tarafından işgal edilse veya kendileri dinden dönüp kafir olsalar ve bulundukları yere hakim olup küfür hükümlerini icra etseler bile, yukarıda bildirilen üç şart birlikte gerçekleşmedikçe orası Dârû'l-İslâm olmaktan çıkıp Dârû'l-Harp haline gelmez, yine Dârû'l-İslâm olarak kalır.(Feteva el-Hindiyye, C.2, s.232, Bedaîû's-Senayî, C.7, s. 130) İmam-ı Muhammed ve İmam-ı Ebu Yusufa göre ise, Dârû'l-İslâm bir şart ile Dârû'l-Harbe dönüşür. O da, orada küfür hükümlerinin uygulanmasıdır.

 

İslâm alimlerinden Ahmed b. Mansûr el-İsbieabi: "Dârû'l-İslâmda İslâmî hükümlerden bir hüküm kalmış ise orası, yine İslâm ülkesi hükmünü taşır" demiştir (Kuhistanî, Camiu'r-Rumûz, C.2, s.

 

311 ).

Şâfiî Mezhebinin bu konudaki görüşü ise şöyledir:

 

Dârû'l-İslâm olan bir yer, müslüman olmayanlar tarafından istila edilse ve bu ülke uzun yıllar böylece kafirlerin idaresinde kalsa bile o ülke yine Dârû’l- İslâm olarak kalır, orası hiçbir zaman Dârû'I-Harb olmaz, Böyle bir ülke zahiren Dârû'l-Harb görünse de hükmen yine Dârû'l-îslâmdır

 

(Tuhfetu'l-Muhtaç, C.9, s.269)

 

Görülüyor ki, Dârû'l-İslâm olan bir ülkenin tekrar Dârû'l-Harp haline gelmesi şafiîlere göre söz konusu değildir. İmam-ı Âzam'a göre de üç şartın birlikte oluşmasına bağlıdır. Bu şartların bir arada oluşarak Dârû'l-İslâm'ın Dârû'l-Harbe dönüştüğü bir ülke bulmak ise çok zordur.

 

Cuma ve bayram namazlarının kılınması meselesine gelince: Kâfirler tarafından tayin edilen müslüman bir valinin idâre ettiği yerde cuma ve bayram namazları kılınacağı gibi idârecisi kâfir olan yerde de cuma ve bayram namazları kılınabilir.(Reddü'l-Muhtar, C.3, s.391, Feteva el-Bezzaziye,

 

C.6, s.311)

bottom of page