
Cennete Yolculuk Dini Bilgiler Sohbet Ve Makale Platformu
CAMI VE MESCIDLERIN ONEMI
Mescit, sözlükte, secde edilen yer demektir. Çoğulu Mesâcid'tir.
Terim olarak Mescit, içinde Allah'a ibadet edilen kutsal mekândır. Mescidlerin büyüğüne cami denir.
İslâm'da cami ve Mescidin önemli bir yeri vardır. Allah'ın evi kabul edilen camiler. İslâmın alâmeti sayılmıştır. Bir yerde bulunan cami. o yer halkının müslüman olduğunu gösterir.
Peygamberimiz, yeryüzünde Allah'a en sevimli yerlerin camiler olduğunu bildirmiştir. ( Müslim,Salât,53)
Bunun içindir ki O. Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde daha Medine'ye ulaşmadan Medine yakınında Kuba Mescidini. Medine'ye geldiklerinde de Mescidi Nebî'yi inşa etmiştir.
Peygamberimizin bu hareketini örnek alan Müslümanlar, özellikle müslüman Türkler, gittikleri her yerde cami yapmışlar, kendi evlerinden daha çok ibadet edecekleri camilere önem vermişlerdir.
Cami yapmak, imanın ve dindarlığın göstergesidir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur :
ملو ةاكزلا ىتاو ةالصلا ماقاو رخإلا مويلاو هللاب نما نم هللا دجاسم رمعي امنا نيدتهملا نم اونوكي نا كئلوا ىسعف هللا إلا شخي
"Allah'ın mescidlerini, yalnız Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve sadece Allah'tan korkan kimseler onarırlar. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır." (Tevbe:18)
Peygamberimiz cami yaptırmanın fazileti hakkında şu müjdeyi veriyor:
"Kim Allah nzası için mescit yaparsa, Allah, benzerini onun için cennet'te inşa
eder." (Buhari,Salât,65;Müslim Züht,3;İbn Mace,Mesâcid,1) Müslim'in diğer bir rivayeti. "Allah cennette ona bir köşk yapar." şeklindedir.
Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruyor:
"Bir mümine öldükten sonra amelinden ve yaptığı iyiliklerinden ulaşacak şeylerden biri de, yaydığı ilim, geride bıraktığı iyi evlâd, miras olarak bıraktığı mushaf-ı şerif, yaptırdığı mescit,
yolcular (ın barınması) için inşa ettiği ev, akıttığı su, sağlığı yerinde iken malından çıkar (ıp ver) diği sadakadır. Bunlardan hangisini yapmış ise öldükten sonra onun sevabı kendisine ulaşır." (İbn Mace,Mukaddime,20)
Hadîs-i şeriflerde, mescit ve diğer hayırları yapanlara âhirette büyük mükafatlar verileceği müjdelenmiştir.
Mescitlerin en faziletlileri üçtür. Bunlar: Mescîdi Haram, Mescîd-i Nebî ve Mescîdi Aksa'dır. Mescîdi Haram: Kabe'yi çevreleyen mesciddir. Buna "Mescid-i Haram" dendiği gibi "Harem-
i şerif de denir.
Haram, saygıdeğer ve kutsal demektir. 0'na karşı saygısızlık caiz değildir. Kabe ile onu çevreleyen Mescidden başka Mekke- i Mükerreme'ye de "Belde-i Haram" adı verilmiştir. Harem dahilinde kan dökmek, ağaç kesmek, av avlamak haram kılınmıştır.
Mescid-i Nebi: Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicret ettiklerinde inşa etmiş oldukları Mesciddir. Peygamberimizin kabri de bu mescidin içerisindedir.
Mescidi-i Aksa: Kudüs'teki "Bevtü'l-Makdis" tir. Aksa cok ırak demektir. MescidHaram'dan çok uzakta bulunduğu için bu adı almıştır. Bu mescid, Süleyman aleyhi's-selam tarafından inşa edilmiştir.
Peygamberimiz bu üç mescidin fazileti ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
"Namaz ve ibadet için hiç bir mescide yolculuk edilmez (yolculuk edilmesi doğru olmaz.) Yalnız şu üç mescid hariç, bunlara yolculuk edilir. Mescidi Haram, Mescidi Nebî ve Mescidi Aksa."(Buhari,Fazlu's-Salât fi Mescid-i Mekke ve'l Medine,1;Müslim,Hac:74)
Bu mescitlerin diğer mescidlerden üstünlükleri, bunların. Peygamberler tarafından yapılmış olmalarından dolayıdır. Bununla beraber Mescid-i Haram, aynı zamanda müslümanların kıblesidir. Mescidi Aksa da geçmiş ümmetlerin kıblesi idi.
Bunların en fazeletlisi. Mescidi Haram, sonra da Mescidi Nebî'dir. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha sevaptır." (Buhari,Fazlu's-Salât fi Mescid-i Mekke ve'l Medine,1;Müslim,Hac:94)
"Mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan hayırlıdır. Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz da diğer mescidlerde kılınan yüzbin namazdan daha faziletlidir."(İbn Mace ,Salat ,195 ;Ahmed b.Hanbe , l2/16-68 )
Fazilet itibariyle Kuba Mescidi, bu üç mescidden sonra gelir. Bundan sonra, en eski. daha sonra da en büyük olan mescidlerdir.
Bir kimsenin oturduğu mahallenin mescidinde namaz kılması, diğer mescidlerde namaz kılmasından daha çok sevaptır. Ancak kendi mahallesinin dışındaki bir mescidde görevli imam daha bilgili ve takva sahibi olursa o takdirde o câmi'ye gidip namaz kılması daha sevab olur.
Câmi'de Dikkat Edilecek Hususlar
Mescidler. Allah'a ibadet edilen mekânlar olduğu için kutsal yerlerdir. Bu yerlere gelişigüzel girilmez.
Cami'ye girildiğinde kerahet vakti değil ve henüz namaza başlanmamış ise iki rek'at "Tahiyyetü'l-mescid" kılınır. Peygamberimiz; "Sizden biriniz mescide girdiği vakit, oturmadan önce iki rek'at namaz kılsın." (Buhari, Salat ,60 ;Müslim, Salatü'l-müsafirin,11)) buyurmuştur.
Soğan ve sarımsak yemiş olan kimselerin câmi'ye gitmeleri uygun olmaz. Çünkü bunların kokusu başkalarını rahatsız eder.
Peygamberimiz:
"Her kim sarımsak veya soğan yemişse bizden, yahut mescidimizden ırak olsun, evinde otursun." (Buhari,Müslim,Mesacid,17) buyurmuştur.
Bunları yemek haram değil, helâldir. Ancak kokuları rahatsız edici olduğundan, bunları yiyen kimsenin câmi'ye gitmemesi öğütlenmiştir.
Camilerde gürültü yapmak, kayıp ilân etmek de uygun değildir. Bunun gibi alış-veriş yapmak ve dilenmek de caiz değildir. Camiler, ibadet yerleri olduğu için buralarda-va'z edenler, ders verenler hariç- yüksek sesle konuşmak uygun olmaz.
Camilere en güzel ve en temiz elbiseleri giyerek gitmeli, cemaatı rahatsız edecek kirli, yağlı iş elbiseleriyle gitmemelidir. Cenab-ı Hak: "Ey Ademoğulları, her mescide gidişinizde zinetli elbiseleriniz i giyin." (A'raf:31) buyurmuştur.
Cami ve mescitlerin inşasından tutun da temizliğine ve aydınlatılmasına varıncaya kadar verilecek hizmet, övgüye değer bir hizmettir. Rivayete göre. bir zenci kadın peygamberimizin mescidini devamlı silip süpürür ve temizliğini yapardı, bir ara görünmez olmuş. Peygamberimiz bu kadını sorunca, öldüğünü söylemişler, peygamberimiz üzülmüş ve: "Bana ölümünü haber vermeli değil mi idiniz? Haydi Kabrini bana gösterin" buyurmuş ve kabrinin başına varıp üzerine namaz kılmış, dua etmiştir. (Buhari,Salat:74)
Bu, câmi'ye hizmetin. Peygamberimiz tarafından takdir gören bir davranış olducunu göstermektedir.
Ay hali ve lohusa olan kadının ve cünüp olan kimselerin zorunlu bir durum olmadıkça cami'ye girmeleri caiz olmaz.
Gayr-ı müslimin cami ve mescide girmesi caizdir. Peygamberimiz, müslüman olmayan sakif kabilesi hey'etini mescidde misafir etmiş. Ebû Sufyan müslüman olmadan önce Kureyş'in bozduğu Hudeybiye andlaşmasını yenilemek üzere Medine'ye geldiği zaman onu da mescidde kabul buyurmuştur. (ed-Dürrü"l-Muhtar. C.5. s.340-341: el-Eşbâh ve'n-Nezâir. C.2. s. 176)